Hem taş ocağına izin vermişler hem de UNESCO'ya başvurmuşlar

Hem taş ocağına izin vermişler hem de UNESCO'ya başvurmuşlar

Ordu'nun Altınordu ilçesinde 6. Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde 2010 yılında kazı çalışması başlatıldı. Kalede kazı çalışmaları devam ederken tepenin eteklerinde taş ocağı açıldı. Bölge halkının ve çevrecilerin karşı çıkmasına rağmen taş ocağı faaliyetine devam etti.

Sözcü Gazetesi'nden İsmail Akduman'ın haberine göre 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde 2010 yılında başlatılan kazı çalışmalarında 2 bin 100 yıllık Dionysos, Pan ve Riton tanrıları ile Ana Tanrıça Kıbele'nin yanı sıra 2 bin parça tarihi eser ile 300 basamaklı dehliz merdiven, milattan önceki dönemlere ait pişmiş topraktan çatı kiremitler, duvar örgüsü seramik parçaları bulundu.

 

Hem taş ocağına izin vermişler hem de UNESCO'ya başvurmuşlar

 

Kalenin bulunduğu tepenin alt kısmından geçen Melet Irmağından malzeme alınması için 2005 yılında Valiliğe ait OR-GE Vakfına izin verilmesiyle başlatılan süreç, vakfın yetkisini kısa bir süre sonra özel bir şirkete devretmesiyle devam etti.

Kalenin bulunduğu tepenin üstünde kazı çalışmaları yıllardır sürdürülürken, çevreci derneklerin ve vatandaşların tepkilerine rağmen eteklerindeki taşocağı da faaliyetine devam etti. Çevreciler, taş ocağının bazı kaya mezarlarının da yok ettiğini söyledi.

BAKANLIK SİSMİK ETKİSİNİ ÖLÇEMEDİKLERİNİ AÇIKLAMIŞ

Bölgenin 1. derece arkeolojik sit alanı olduğunu söyleyen CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, şöyle konuştu:

* Kurul Antik Kentinin üstüne oturduğu tepenin altını oyan taşocağı nedeniyle Kültür Bakanlığına önerge verdim.

*Gelen cevapta, taş ocağındaki patlatmaların 400-600 metre uzaktaki tarihi kalıntılara zarar verip vermediği ile ilgili ölçüm yapma imkanlarının olmadığını, bu ölçümlerin teknik kapasiteye sahip ilgili kurumların yapması gerektiğini söylüyor.

*Ama bu ölçümleri başka kurumlara da yaptırmıyor. Bu alanı koruyup kollaması gereken bakanlığın cevabı bu.

*Üstelik bu ifadeyi 2018 raporunda kullanıyor. Bu arkeolojik kalıntılara taş ocağındaki patlatmalar sismik etkisi olabilir ve bu ölçülmeli diyorsun da, 2018 yılından bu güne kadar neden bunu yaptırmadın?

 

Hem taş ocağına izin vermişler hem de UNESCO'ya başvurmuşlar

 

"KATLİAMIN BAŞ SORUMLUSU KAZI BAŞKANIDIR"

Kurul Kalesi'nde yaşanan katliamın baş sorumlusunun, sit alanında arkeolojik kazanın başkanı olduğunu iddia ederek, "Buradaki katliamın baş sorumlusu buradaki kazı heyetinin başındaki hocadır. Taş ocağını, sit alanının dışına çıkaran onun kararı olmuştur. Bu taş ocağı antik kentin nekropolü üzerindedir ve tarihi mezar kalıntılarına zarar vermiştir" diye konuştu.

"FIKRA GİBİ, BİR DE UNESCO'YA BAŞVURACAKLARMIŞ"

Antik kentte taş ocağı açılmasına izin verenlerin tahribatı durdurmak için hiçbir şey yapmadıklarını dile getiren Adıgüzel, şu ifadeleri kullandı:

*Karadeniz fıkrası gibi, AK Parti'li Büyükşehir Belediyesi Kurul Antik Kentini UNESCO Dünya Mirası listesine aldırmaya çalışıyormuş.

*Buradaki antik kente zarar veren taş ocağından taş çakıl alan belediye, bir yandan da burayı dünya mirası listesine aldıracakmış.

*Öyle yapmayın kardeşim bütün Antik Kenti, taş ocağının içine alın, yıkın her tarafı. Hatta Kibele Ana heykelini de verin konkasöre, kaya mezarlarını, diğer kalıntıları da verin, güzel çakıl olur.

*Bir başvuru da Guinness Rekorlar Kitabı için yapın. Antik kentin altını oyan dünyanın en aptal yerleşimli taş ocağı diye kayda alsınlar.

*Ayrıca dünyanın en enteresan olaylarından biri olarak, bizzat kazı heyeti başkanının kazı alanına taş ocağı izni vermesini de kayıtlara geçirsinler. Zamanı gelince kimlerden hesap soracağını bilsin bu millet.