Kazım Memiç köşe yazıları ile Samsun Son Haber'de

Kazım Memiç köşe yazıları ile Samsun Son Haber'de

Eğitimci Yazar Kazım Memiç köşe yazıları ile Samsun Son Haber'de... Kazım Memiç'in kaleminden, 'Görünüm'

 
Coşkuyla Kutlamak Niyetinden ESEFLE KINAMAK Gerçeğine !
 
Ortak acılarmız olduğu gibi , ortak mutluluk günlerimiz de var. Bu günler bizi sıkı, sımsıkı bağlar. O mutluluk günleri ulusal kazançlarımız olduğu günlerin yıldönemleridir. Gerçi ktidar sahipleri, yani devletin yönetimini belli süreler içinde görevli olarak verdiklerimiz; yani bize hizmet için seçilenler, seçilinde, " Halkı üttük , söz ve eylem bizim " havasına girince , halkla yönetim arasında ipler kopar. Bu kopukluk güvensizliği yaratır. Nasıl mı ?
 
Ülkemizi yönetenlerin apaçık belli olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyetiyle bir zorları var. Zira devletin kurucu temel ilkeleyiyle barışık değiller. Ne denli sağlam kurum varsa hepsinin içi boşaltıldı , satıldı; fabrikalar kapandı. Biz, kağıt fabrikalarını neden kapatarak yerini arsa, ya da park yaptık. Bugün bir top( A/4 ) kağıt 105 ₺ dediler. Günlük yazılarda kullandığımız kağıtların dışında kitap dünyasını ve basını dikkate aldığımızda " boğulmak " üzereler. Çocuklarımız kitap alamaz duruma düştüler. Oysa "Kültür ve Sanat " çıkmaza sıkıştırılırsa sosyal gelişim olamaz. Bir yılda basılan kitaplar o ülkenin " Kültür Karnesidir".kiyap yerine ellerine verdiğimiz telefonlarda oyunlarda çocuklar. Kitabın yerini doldurmak olası mıdır ki.
 
Kimi kurum ve kuruluşlar kültüre değer katarlar. Kültür - sanatımız adına kıvanç vericidirler. İş Bankası , Yapı Kradi Bankası yayınları yıllardır yayınlarıyla göz doldurdular. Yararlandık ve onlara da ayrıca güven duyarız. Yayınladıkları yapıtlar bir boşluğu doldururlar. Bu kez öyle olmadı, olamadı. " coşkuyla kutlamaya " hazırlaırken , bu duygum " Esefle kınamaya nasıl döndü ?
23 Nisan günü. Bayramdı elbet. Her ne kadar yasaklanmışsa da bayramdı. " Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı " .
Torunum Samsun Çiftlik Cadesinde çocuklara kitap dağıtıldığını görür ve ondan bir kucak alır. Dağıtılan NUTUK? Mustafa Kemel Atatürk'ün ünlü yapıtı ki, 1927 yılı TBMM'nin açılışında 36 saati aşkın bir sürede söylediği NUTUK. Dağıtımı yapan YAPI KREDİ BANKASI. Ne güzel.
 
Kitaplar ele alınınca ilk iş ön - arka incelemek olur. Ön kapak albenili . Çocuklar arasında Atatürk'ün şu sözü dikkat çekiyor.
" Bir gün ulusu sizin gibi beni anlamış gençliğe bırakacağımdan çok memnun ve mesudum." ( Ata'nın imzası )
Arka kapak da iyi seçilmiş , sayfa boyu : GENÇLİĞE HİTABE !
 
Ama neden , NEDEN Yapı Kredi Bankası !
Neden Koca NUTKUN özü olan " GENÇLİĞE HİTABE "yi kuşa çevirirsin? Şimdiye kadar binlerce ayrı yerde basılan, okullarımızın her sınıfında İstiklal Marşı ile birlikte asılan ve çoğu çocuklarımızın ezberlerinde olan Gençliğe Hitabe'yi sansür edersin! Oraya koymamakla kime, kimlere yaranacaksın. Sizin bir itibarınız vardı, bu eylemle Atatürkçüler arasında sıfırlamayı başardınız.
Yok saydığınız bölüm Atatürk'ün en önemli uyarıları değil mi ?
Atladığınız bölümü tamamladıktan sonra söyleyeceklerim var.
Atatürk şöyle diyordu atmak gereğini duyduğunuz bölümde:
 
" İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş , bütün tersanelerine girilmiş, bütün Orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere MEMLEKETİN DAHİLİNDE İKTİDARA SAHİP OLANLAR GAFLET VE DALALET VE HATTA HIYANET İÇİNDE BULUNABİLİRLER. HATTA BU İKTİDAR SAHİPLERİ ŞAHSİ MENFAATLERİNİ MÜSTEVLİLERİN SİYASİ EMELLERİYLE TEVHİT EDEBİLİRLER. Millet fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. "
 
Bu tutumunuz Ata'ya ve O'nun Gençliğine ihanet değil mi ?
Gerçeğin peşindeyseniz DAĞITTIĞINIZ KİTAPLARI TOPLAYIN ve doğru baskısının on binler fazlasını tüm çocuklarımıza , gençlerimize dağıtın ve bu yanlışı düzelterek özrünüzü belirtin. Ya da o kapağı koparıp atın, yerine doğru metni koyun. Okuyan bir halk değiliz. Kapak okuyucusu bir halkız.
Bir yanlış bin yanlışa götürür.
Halktan beslenen halka hizmet etmek zorundadır.
Tarihi gerçekleri saptıramazsınız; atmakla atılmaz ki !
Bozduğunuz bir söylevin altına söyleyenin imzasını nasıl atarsınız.
Sahibinden izin mi aldınız da Atanın imzasını koyarsınız.
Kurumlar da insan gibidir; uzun zamanda kazandığı güveni birilerine yaranmak için kullanırsa kendine yazık eder.