Doç. Dr Özgür Kemal: Timpanostomi Tüplerinin Elektif Olarak Çıkarılma Zamanı

Doç. Dr Özgür Kemal: Timpanostomi Tüplerinin Elektif Olarak Çıkarılma Zamanı

Orta kulak dış ortama direk olarak bağlanmayan, tek bağlantısının östaki tüpü ve mastoid kavite olduğu kapalı bir kavitedir.

Doç. Dr Özgür Kemal: Orta kulak dış ortama direk olarak bağlanmayan, tek bağlantısının östaki tüpü ve mastoid kavite olduğu kapalı bir kavitedir. Sağlıklı bir kulakta; orta kulak içi basınç ve dış atmosfer basıncı dengelidir. Bu hava dengesi kulağın havalanmasını sağlar. Geniz etinin olması, kulak enfeksiyonları ve östaki borusunun yetersiz görev yaptığı bazı durumlarda orta kulakta negatif basınç oluşur. Orta kulakta negatif basınç olması, çevre damarlardan emici bir güç oluşturur ve damarlardan orta kulağa sıvı çekilir. Bunun sonucunda orta kulakta sıvı birikir. Negatif basınç dış kulak ile orta kulak arasında bulunan kulak zarını orta kulak içine doğru çeker. Kulak zarının; kulak kemikçikleri gibi orta kulak yapılarına yapışmasına sebep olabilir. Tedavi edilmezse işitme kaybına kadar varan tablolar gelişebilmektedir.

 Timpanostomi tüpü adı verilen ventilasyon tüpleri bu tedavi sırasında kullanılmaktadır. Anestezi altında kulak zarına bir çizik atılıp, önce orta kulakta birikmiş sıvı alınır. Daha sonra timpanostomi tüpü yerleştirilir. Böylelikle dış basınç ve orta kulak basıncı eşitlenir. Orta kulak da tüp sayesinde havalanmış olur.

 Timpanostomi tüpü yerleştirmesi çocuklarda en fazla yapılan cerrahi uygulamalardandır. Amerika'da yatış olmadan çocuklara yapılan her 5 cerrahi uygulamadan biri tüp yerleştirmedir. Özellikle, enfeksiyon yayılımının kolay olduğu kreşlerin her geçen gün daha fazla yaygınlaşması sebebiyle timpanostomi tüplerinin arttığı bilinmektedir.

 Timpanostomi tüpü takıldıktan sonra kulak içinde ne kadar kalması gerektiğinin klinik koşullar belirlemektedir. Tüp çoğunlukla kendiliğinden düşmekte ve kulak zarında bir hasar bırakmamaktadır. Çok az vakada tüpün tekrar cerrahi müdahale ile alınması gerekir.

 Tüpün takılı olduğu zamanlarda gelişebilecek bazı durumların varlığı sebebiyle düşmesi beklenmeden cerrahi olarak alınır. Bu durumlara örnek verecek olursak:

  • Tüpün çevresinde antibiyotik ve steroidlerle tedavi edilemeyen skar dokusunun olması
  • Antibiyotiklere cevap vermeyen uzun süreli devam eden kulak akıntısının olması
  • Tüpün orta kulakta kaçması
  • Tüpün işlevini yerine getirmemesi
  • Tüpün tıkanması olarak sayılabilir.

Tüpler genellikle kendiliğinden çıkar. Eğer tüpün takılmasının üzerinden 3 yıl geçmiş ve tüp çıkmamışsa tüp cerrahi olarak alınır. Tüpün cerrahi olarak alınması sırasında veya kulakta uzun süre kaldığı durumlarda kulak zarında yırtılmalar meydana gelebilir. Tüpün kulakta kalma süresinin artmasının kulak zarının yırtılma riskini arttırdığı düşünülmektedir. Kulak zarındaki bu yırtılmalar cerrahi olarak çeşitli materyallerle kapatılır.

 Tüpün alınma zamanı için diğer bir etken çocuğun yaşıdır. Özellikle yaşla birlikte östaki borusu olgunlaşmakta ve işlevselliği değişmektedir. Östaki borusunun yeterli işlevselliğe ulaşabilmesi için bazı doktorlar tüpün 7-8 yaşlarından sonra çıkarılması gerektiğini söylemektedir. Östaki borusunun zayıf olmasına sebep olabilecek bazı durumların varlığında timpanostomi tüpü çıkarılmaz. Bu durumlar:

  • Down sendromu
  • Yarık damak
  • Kraniyofasiyal bozukluklar

Bu konuda esas sorun, "Uzun süreli tüpler çıkarılırken eş zamanlı, kulağa yama yapılmalı mı?" sorusunun cevabıdır.

 Bir çalışmada 17 çalışma derlenmiş, 1722 hastanın 2970 kulağı incelenmiştir.

 Çalışmalardan alınan sonuçları şu başlıklar halinde derlemek gerekirse:

 Cerrahi müdahale yapılıp yapılmamasına göre perforasyon oranı: Bu konuda yapılmış olan 6 çalışmaya göre uzun süreli kulakta kalan timpanostomi tüpülerinin (TT) tercihe bağlı çıkarılması esnasında timpanik membran müdahalesi yapılmadığında perforasyon oranı %8'den %26'ya kadar değişirken bu oran müdahale yapıldığında %6 ila %40 arasında değişmekte.

 Tüp retansiyonunun uzunluğuna bağlı perforasyon oranı: TT'nin tercihe bağlı çıkarılması sonrası perforasyon oranı çeşitli çalışmalarda %0'dan %57'ye kadar değişmektedir.  Cerrahlar tarafından genel olarak "cutoff" (tüpün uzun veya kısa kaldığını belirleyen süre) zamanı 3 sene olarak kabul edildiğinden cutoff zamanı 3 yıl olan çalışmalar incelendiğinde; genel olarak 3 yıl sonrasında tüpü çıkarmak, 3 yıldan önce çıkarmaktan daha fazla perforasyon oranına sahip.

 TT çıkarılması sonrası timpanik membran yaması: Çeşitli çalışmalarda, çeşitli yama yöntemlerini incelemişler. Yama yöntemlerinin perforasyon oranlarında belirgin bir fark yaratmadığı görülmüş.

 Sonuç olarak, timpanostomi tüpünün tercihe bağlı yani cerrahi olarak çıkarılması, kendiliğinden düşmesine göre daha fazla perforasyon oranına sahip. Bu çalışma, 3 yıldan daha kısa süre duran timpanostomi tüplerinin çıkarılmasının daha düşük perforasyon oranlarına sahip olduğunu göstermektedir.