Samsun'da koronavirüs aşısı, PCR testi protesto edildi

Samsun'da koronavirüs aşısı, PCR testi protesto edildi

Samsun'da bir grup vatandaş koronavirüs aşısı, PCR testi dayatması yapıldığı iddia ederek protesto etti.

Samsun’da bir grup vatandaş koronavirüs aşısı, PCR testi dayatması yapıldığı iddia ederek protesto etti.

Konuyla ilgili protestoyu gerçekleştiren grup tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

"Bugün burada yaklaşık 2 senedir içinde bulunduğumuz sürede pandemi adı altında hukuksuz şekilde, bir çok temel hak ve hürriyetlerimizin elimizden alındığı ve son 2 aydır ülkemizin farklı noktalarında, farklı kesimlerimize karşı aşı ve PCR testi dayatmalarına karşı olduğumuzu belirtmek, İstanbul, Ankara ve İzmir mitinglerinde olduğu gibi bu hukuksuzluğa ve dayatmaya ses çıkarmak, halkımızı doğru veriler ışığında bilgilendirmek ve kendisinin olana sahip çıkması gerektiğini tekrar hatırlatmak üzere burada toplanmış bulunmaktayız.

Kıymetli arkadaşlar açıkça ifade ediyoruz ki her türlü dayatma insan onuruna ve ahlakına aykırıdır. Dayatmanın iyisi kötüsü olmaz, bundan dolayı uygulanmaya çalışılan PCR ve aşı dayatmasına karşı olmak insan olan herkesin görevi ve hukuk devletinin vatandaşlarının ödevidir.

Aşı konusunda bugüne dek yetkililer aracılığıyla defalarca gönüllülük esasına göre uygulanacağı ve asla bir zorlama olmayacağı belirtilmiştir, ancak bugün; okullarda, üniversitelerde, işyerlerinde ve seyahatlerde yaşanılan bazı uygulamalar bunun tam tersini göstermektedir.

Belirtmek isteriz ki bu uygulamalar Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti ilkesini zedeleyen uygulamalardır. Dolayısıyla bu tür hatalı uygulamalara bir an önce son verilmeli ve hukuk devletinin ilkelerine yaraşır şekilde gerekli adımlar atılmalıdır.

Kıymetli dostlar belirtmeliyiz ki günümüz dünyasında büyük değişim ve farklılıklar eski yöntemlerle, mermiyle tüfekle değil, kamera, ekran ve algı ile yapılmaktadır, bundan dolayı bu vatanın sahibi bizler algı operasyonları ve manipülasyonlara karşı kendimizi her zamankinden çok daha iyi korumalı, önümüze gelen haberleri kaynakları ile birlikte sorgulamalı ve gerçeği buna göre belirlemeliyiz.


Unutmayalım ki 2 sene boyunca ekranlar ve haberler aracılığı ile yanlış bilgi aktarımı ve korku pompalaması yapılmıştır. Unutmayalım algıyı yöneten insanları yönetir, biz düşünerek kendi gerçeğimize ulaşmazsak başkalarının bizim yerine oluşturduğu algı ile yalan dünyasında yaşarız. Tekrar ifade ediyoruz ki bir takım medya kuruluşları, bizleri aşı karşıtları olarak nitelendirmektedir, ancak bu ahlaksız etiketin tersine bizim niyetimiz bir karşıtlık değil, zorlamaya, dayatmaya yani hukuksuz olana karşı çıkmaktır.


Yalnız kendi irademizde olan vücudumuza yine kendi irademiz ile hükmetmek ve sahip olduğumuz şüphelere karşı hakikatleri aramaktır. Kıymetli dostlar tüm bu hakikatler ışığında yapmamız gereken şey hukuk devletinin vatandaşları olarak haklarımıza, anayasamıza temel hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmaktır.

Bizlerin derdi vatanımızın ve milletimizin esasları olan anayasamızı korumak ve ona uygun şekilde hayatımızı devam ettirmektir.

Belirtiyoruz ki bizler hukuki sınırlar içerisinde yıkmadan, yakmadan, bizlere yaraşır şekilde Anayasal çerçevede tepkilerimizi ifade edecek, hukuki yollara başvurarak, ve millet olarak her zaman bizim olana sahip çıkacağımızı hatırlatacağız. Hukuk devletine yaraşır şekilde her türlü imkan ve yöntemi deneyecek ve bir takım küresel güçlerin ülkemizi hegomonyası altına almasına izin vermeyeceğiz.

Dün Ankara, İstanbul ve İzmir’de nasıl toplandıysak bugünde burada da öğretmen, öğrenci, esnaf, işçi ve her kesimden insanlar olarak, özgürlüğümüzün ilk adımı olan kurtuluş meşalemizin yakıldığı Samsun’da buluştuk.

Bilmeliyiz ki ülkemizin geleceği milletimizin elindedir. Gazi meclisimizde yazdığı gibi: egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yani bu topraklar, yer altı ve yer üstü zenginlikler kısacası bu topraklarda bulunan her şey millete aittir. Ve bu topraklardaki hiçbir güç, hiçbir kurum, hiçbir makam milletten daha üstün değildir. Bunu çok iyi biliyoruz ve tekrar hatırlatıyoruz.

100 yıl önce bizim olana, özgürlüğümüze, temel hak ve hürriyetlerimize nasıl sahip çıktıysak bugünde milletin olana yine millet olarak sahip çıkacağız. Ülkemiz ve milletimiz uluslararası bir takım kuruluşların güdümünde ve esirliğinde olmamıştır, olmayacaktır! Toplantımıza katılan siz değerli ve aziz milletimize teşekkürlerimizi sunuyor ve bundan sonra bilinçli, birey olmuş, tebaa değil millet olmuş, vatandaşlar olarak, haklarımızın her daim arkasında ve bekçisi konumunda olacağız."