Haftanın Kitabı - Dün Görüşürüz

Haftanın Kitabı - Dün Görüşürüz

Haftanın kitabında sizlere Sercan Leylek imzalı Dün Görüşürüz adlı romandan bahsedeceğiz.

Sercan Leylek, Norveç'te yaşayan genç bir Türk yazar. Kendisinin daha önce Duvar ve Adam eserini de yazmıştık. Dün Görüşürüz ile Duvar ve Adam eleştiri ya da beğenileri bir hayli örtüşüyor.

Dün Görüşürüz de bir romandan çok senaryo havası taşıyor. Bunu olumlu da kabul edebilirsiniz olumsuz da. Sonuçta bir film seyretmiş gibi oluyorsunuz. Ancak olaylar örgüsünün sizi içine çekmesi bir başarı sayılsa da romanın çok güçlü bir edebi dili olduğunu söyleyemem. Aforizmalar, kuvvetli edebiyat metinleri yok, belki de yazarın böyle bir iddiası zaten yok. Çünkü roman tezli bir roman değil, bir derdi yok. Bir hikayesi var ve o hikaye üzerinden gelişip, devam ediyor.

Peki, nedir bu hikaye? Roman kahramanı olan Altay, bir sabah kalktığında aslında yarına değil, düne uyandığını fark ediyor. Her gün geri dönüyor. Bire bir aynı değilse bile sinemadaki "Bugün Aslında Dündü", "50 İlk Öpücük" yahut hem sinemada hem de edebiyattaki Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi gibi bir durum. Zamanda kayma, her gün geri gitme orijinal bir fikir değil ama burada Sercan Bey tarafından uyarlanmış.

Roman bir fantastik anlatı, okurda merak hissi uyandırıyor. Kader konusunu ilgilendirdiği için de pek çok kapı açabilecek bir özellikte. Ancak karakterler yüzeysel geçilmiş, diyaloglar tiyatro replikleri gibi... Romanın çok sağlam bir edebi altyapısı yok. Buna rağmen popüler anlatı tarzına uygun, kendisini okutabilen bir eser.

Gelgelelim eserin mesela bir futbol maçını anlattığı yerlerde futbol anlatım dilinin yer yer adeta çeviri bir esere döndüğünü hissettim. Daha farklı yazılabilirdi belki de...

Özetle, Sercan Bey'in ilk eserindeki çizgisini koruduğunu söyleyebiliriz. Bir Türkçe ziyafeti, sıkı edebi metinler arayanlara için doğru adres değil ama bir film seyretmek isteyenler için okunabilir bir eser olduğunu ifade etmeliyiz.