Haftanın Kitabı - İnce Memed 4

Haftanın Kitabı - İnce Memed 4

Haftanın kitabında sizlere Yaşar Kemal'in İnce Memed serisinin 4. kitabını tanıtacağız.

“Dünyada çok şey kolay da, insan olmak zor” diyor İnce Memed 4’te Yaşar Kemal.

Elbette, bir başyapıt bu. Birincisi destanın doğuşu ama bilhassa dördüncüsü aradaki küçük düşüşün ardından zirveyi görmüş.

Yaşar Kemal, Çukurova gibi bereketli bir coğrafyayı bereketli bir edebiyat anlatısına çevirirken, tıpkı Toroslar gibi çok yüksek seviyeli bir eser oluşturmuş. Kusursuz değil ama harika bir seriydi.

İnce Memed 4’ü 1987'de yazmış Yaşar Kemal, Daha doğrusu 87’de yayınlamış. Bu, serisinin son kitabı ve burada İnce Memed dağdan düze iniyor. Onu deniz kenarında, yine Çukurova'da görüyoruz. Artık eşkıyalığı bırakmış ve Seyran ile evlenmiş. Her şeyi geride bırakıp onunla bir yuva kurmak istiyor ancak o bir “mecbur adam.” Yani zulmün, baskının olduğu yerler hiç bitmiyor. Dağda var da düzde yok mu? Orada da var. Nitekim Memed geldiği ilçede tanınmamaya çalışsa da orada da zulmeden insanların varlığını görüyor ve dayanamıyor. Onun kaderi bu şekilde çizilmiş; yeniden dağa dönmek zorunda kalıyor.

İnce Memed 4'te yine Çukurova'nın, Torosların bin bir türlü hikâyesi var. Yazar otuz yıldan fazla süren bu seride aynı üslubu devam ettirmiş. Yaşar Kemal’in başarılı bir anlatımı var. Tasvirler tabii ki çok iyi yine. Bu sefer Toroslar'ın kışını da yaşıyor, çok sert kışları görüyoruz.

Kötü adam çok ama bir numaralısı bu sefer, aslında romanın en başından beri var olan bir karakter olan Arif Saim Bey. Tabii, Yaşar Kemal bir romancı; bir tarihçi değil ama pek çok tarihi hadiseyi roman karakterlerine büründürerek, olayları, isimleri kısmen değiştirerek anlatan bir romancı. Çizmiş olduğu Arif Saim karakteri de aslında bilinen birisi…

Bir devlet yıkılmış, yeni bir devlet kurulmuş ve bu sırada birtakım haksızlıklar, yanlışlıklar oluyor. Var olan yanlışlar devam ediyor. Milli Mücadele'ye başta omuz vermeyip çıkarının peşinde koşan ama sonra zaferden pay kapma vakti gelince herkesten öne geçen isimlerden bahsediliyor. Çukurova civarının köylüsünden bahsediliyor; onların fakirliğinden, hayat tarzından, inançlarından bahsediliyor. İlk 3 kitapta olmadığı kadar artık Alevi Türkmen geleneklerinin, adetlerinin yer aldığını bu kitapta görebiliyoruz.

Burada iyice öne çıkan bir karakter var. İlk defa onu 2’de görmüştük ki, İnce Memed’den bile daha karizmatik bir karakter olduğu bile düşünülebilir: Ferhat Hoca.

Hakikaten, Ferhat Hoca önemli bir prototip. Orada din adamı ama farklı bir din adamı tipi var. Yaşar Kemal zaten, serinin tamamına baktığımızda, belli bir kesimi olduğu gibi topyekün kötü göstermiyor. Mesela menfaat düşkünü öğretmen de var onun yanında son derece idealist öğretmen karakteri de var; köylülerin içerisinde kaypak olanı var, dürüst olanı var, dindarı var, namussuzu var… Yani Çukurova'yı bin bir çeşitliliği ile resmetmiş adeta…

Nihayetinde ovaya inen Memed'in, yeni bir hayat kurma hayalindeki Memed'in kaderinden kaçamadığını, tekrar dağa çıkmasını, Ferhat Hoca ve diğer arkadaşlarıyla birlikte eşkıyalığa devam etmesini görüyoruz. Diğer serilerden gelen pek çok karakter burada devam ederken, romana yeni simalar da dahil oluyor. Romanın son bölümlerinde bir Çocuk Memed çıkıyor piyasaya ve belki de İnce Memedliği devam ettirecek bir Memed o…

Hasıl-ı kelam, İnce Memed bir destan roman…

 kitap