SAMSUN, 19 MAYIS VE BİZ

SAMSUN, 19 MAYIS VE BİZ

SAMSUN, 19 MAYIS VE BİZ

19 Mayıs, bir milattır.. 
Ne olacağız kaygısı gütmeden, esaret perdesini yırtıp atanların, ilk cesaretin onurlu bayrağıdır 19 Mayıs.
Bugün evlerdeyiz, 19 Mayıs yasak. 
Bahanesi, pandemi; yani salgın. 
Salgına bir diyeceğimiz yok ama memleketi bayramsız bırakanlara söyleyecek sözümüz çok. 
Samsun'un en büyük tarihi nişanı, 19 Mayıs'tır. 
Kim bunun aksini iddia edebilir?
Her Samsunlu bu tarihi coşkuyu küçüklüğünden itibaren yüreğinde taşır. 
Kentin futbol takımının armasında Atatürk siluetinin olması da bundandır. 
Atatürk, ilk adımdır; ilk adım, 19 Mayıs.. 
Dedim ya, salgına bir sözümüz yok. Bu yolda alınan tedbirlere de karşı değiliz ve hatta eve gir diyorlar, sorgulamadan giriyoruz. Çünkü biliyoruz ki, çaresi henüz bulunamamış bir hastalık ne kadar az yayılırsa o kadar iyi.. 
Hijyene dikkat ediyoruz. 
Toplu alanlardan mümkün mertebe uzak duruyoruz. 
Maskemizi takıyoruz. 
Biz bütün bu kurallara uyarken, 19 Mayıs'ta temsili de olsa bir bayram kutlaması bu millete çok görülüyorsa, bu işte mutlaka bir kötü niyet var demektir. 
Bugün 19 Mayıs ve dışarı çıkmamız yasak.
Peki ya yarın?
Yarın her her açık, bakkal, market, berber ve hatta Alışveriş merkezleri.
Bugünün yarından farkı ne? 
Bu anlamda iki önemli tespit yapmak doğru olacaktır. 
Birincisi, Samsun Valiliği'nin yasaklama kararı doğru değildir ve art niyetlidir.  
İkincisi ise, bu hukuka aykırı karara direnecek bir muhalefet gücünün ortaya çıkarılamamış olmasıdır. 
Bu ikincisi, insanın yüreğinde daha büyük yara açıyor. 
Üzgünüm demek yetersiz. 
Üzüldün de ne oldu? 
Başa gelene üzülmenin, sürece olumlu bir katkısı yok ki!
Hem, üzülme değil, halka önderlik etme makamında oturanların beylik laflar ile 19 Mayıs'ın yüz birinci yılını geçiştirmeye hakları da yok. 
Önümüzde 30 Ağustos var, 29 Ekim var..
Aynı şey o günlerde de başımıza gelirse, onlar yine yasaklayacak, siz yine üzülecek misiniz? 
Evet, 19 Mayıs bir milattır. 
O ilk adım, Anadolu kurtuluş mücadelesinin en büyük simgesidir. Bu adım, 'Yunan'a kurşun sıkmak, Peygamber'e kurşun sıkmaktır' diyenlere rağmen atılmış ve bu zafer, ''Kuzum Mustafa, sen deli misin?' diyenlere karşı kazanılmıştır..
Bunları unutmak, yakın tarihe karşı yapılacak en büyük saygısızlık demektir. 
Atatürk, inanmış ve başarmış adam.
Atatürkçüyüm diyen herkese düşen en büyük görev ise, onun emanetine ve toplumsal ve siyasi alanda kazandığı zaferlere, sahip çıkmaktır. 
Bu sahiplenmenin, balkondan bayrak sallayarak ve marş okuyarak gerçekleştirilmesi mümkün değildir. 
57 yıllık ömrüne çağların aydınlığını sığdıran o büyük insanın, 'İzindeyiz' diyenlere değil, onu aşacak olan kuşaklara ihtiyacı vardır. 
Kemalist devrimi motto siyaseti ile savunmaya kalkmak, en basit tabiriyle basiretsizliktir. 
Devrimciyim diyen herkesin, topluma yol gösterici olmak gibi bir misyonu vardır. 
Bugün Atatürk'e saygısızlık yapıp, onun eserlerine dil uzatanların en büyük korkusu, işte bu cevherin ortaya çıkmasıdır. 
19 Mayıs Ataturk'ü anma gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun. 
Atatürk ve silah arkadaşlarını bir defa daha saygı ve özlemle anıyoruz.
Söz veriyoruz bu kötü günler geçecek, anadoluyu bundan önce kucaklayan o heyecan, bundan sonra da bu toprakların huzur ve kurtuluşuna vesile olacaktır.