EN AZ ELLİ KİŞİ

EN AZ ELLİ KİŞİ

EN AZ ELLİ KİŞİ

Televizyon ekranları, onlara sonuna kadar açık. Diledikleri gibi konuşuyorlar. Diledikleri şeyi, içlerinden geldiği gibi söylüyorlar. 'Reis'i yedirmeyiz' diye söze başlıyorlar. 

Kimse kimseyi yeme derdinde değil. Eleştiriye tahammülleri yok. Tehdit ediyorlar. Bu gibi insanlar yüzünden, yıl almıyoruz tarihten, adeta geri geri gidiyoruz.
Bu zevattan biri, geçen gün yine ekrandaydı. 15 Temmuz gecesine doyamadığını, şayet öyle bir gece daha yaşanacak olursa en az elli kişiyi bizzat kendi ailesinin öldüreceğini, büyük bir iştahla anlatıyordu. Adı Sevda Noyan..
Fark ediyor musunuz bilmiyorum, hepsi aynı tornadan çıkmış gibi.
Yaşatmaktan değil, sürekli öldürmekten bahsediyorlar. Hızını alamayan, kan akıtacağını söylemekten çekinmiyor.
15 temmuzun, bu hükümetin başımıza getirdiği bir musibet olduğunu tekrar tekrar söylemeye gerek var mı bilmiyorum. FETÖ, saksıda yetişmedi. Bu örgütün siyasi ayağının üzerine asla gidilmedi. Bunun sebebi belli.
15 temmuz tarihini kullanarak, kahramanlık edebiyatı yapmak istiyor ve bunun için kimilerini öldürmekten bahsediyorlar.
Bir de, yaşatacağız deyin de millet sizi alkışlasın.
Ölümden değil yaşamdan söz edin de, dünyaya sımsıcak bir dokunuş bırakın.
Yok, hayır! Ne siyasi bir rant getiriyor böylesi bir tavır, ne de para..!
O nedenle öldürme üzerine lügat parçalıyorlar.
15 temmuz gecesi, demokrasiye bir saldırı gerçekleşti evet. Millet, topyekün bu harekete karşı çıktı. Ancak, köprülerde boğazı kesilen, darp edilen askerleri de gördük ve bu tarihten sonra başka büyük mağduriyetler de ortaya çıktı. KHK zulmünü görmezden gelmek mümkün mü?
Kurunun yanında yaş da yandı ve yanmaya da devam ediyor.
Kendi Milletvekilleri söylüyor, bazı şehirlerde FETÖ borsası kuruldu, parayı bastıran yırttı.
Ortada, beraat eden yüzlerce insan, hala ve ısrarla işlerine iade edilmiyor.
Suçlu iseler neden beraat ettiler?
Suçlu değil iseler, neden hala görevlerine iade edilmiyorlar?
15 temmuz deyince iştahla insan öldüreceğini söyleyenlerin vicdanının bunları görmesi mümkün değil elbette.
Onlara, cezaevlerinde gerçekten masum olduğu halde tutulanları da anlatmak mümkün değil. Çoğu, eyyamcı. O gece hain darbe planı teşebbüs aşamasında kalmayıp da gerçekleşmiş olsaydı, bugün ekranlara çıkan bir kısım sözde gazeteci ve yazarın, safı FETÖ tarafında olacaktı. Dün, Hocaefendi diyerek göklere çıkardıkları ilkokul mezunu bir cami müezzinine, bugün herkesten çok küfür etmeleri bundandır.
Topluma nefret tohumları ekmeye devam ediyorlar. Bundan besleniyorlar. Hakaret etmek, bağırıp çağırmak, sabıkalı geçmişlerini unutturacak sanıyorlar. Oysaki FETÖ denilen yapı bu toplumu zehirlerken, eğitim hizmeti veriyorlar deyip onları el üstünde tutuyorlardı.
Devletin tüm olanaklarını onlara tahsis ediyorlardı. Adeta bu örgüt, devlet sponsorluğu ile büyüdü ve gelişti. Nihayetinde 15 temmuza kadar geldi..
Gülen'i övme yarışına girmeyen AK Partili siyasetçi kalmış mıydı? Tayyip Erdoğan da dahil..
Şimdi, birileri hala 15 temmuz tarihi üzerinden hamaset edebiyatı döktürüyor. Söyledikleri her söz, suç teşkil ediyor. Silahlanıp en az elli kişiyi öldüreceklermiş..
Burası çadır devleti mi?
Devletin yetkili kurumları mutlaka harekete geçmeli, halkı düşmanlığa sevk eden bu saçma sapan sözleri soruşturmalıdır.
Bunlardan artık gına geldi.
Kaç kişiler, sayıları kaç tahmin edemiyorum ama bu gibi insanlarla aynı dili konuşuyor olmak bile insana bazen çok ağır geliyor.