YENİ DOĞAN BEBEKTE BİLE GÖZ TANSİYONU OLABİLİR

YENİ DOĞAN BEBEKTE BİLE GÖZ TANSİYONU OLABİLİR

Liv Hospital Samsun Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, önemli açıklamalarda bulundu.

Göz tansiyonunun ihmal edildiğinde ciddi sonuçları olabileceğini vurgulayanLiv Hospital Samsun Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. ÜyesiAdem Gül, “Göz tansiyonu yenidoğan bebeklerde bile görülebilir. Ancak şikâyetler çoğunlukla ilerleyen yaşlarda kendini gösterir. Bu nedenle 40’lı yaşlardan itibaren göz tansiyonu ölçümü yapılmalıdır. Ayrıca göz tansiyonunda genetik yatkınlık olduğu için birinci derece akrabalarından birinde göz tansiyonu olanlar da mutlaka ölçüme gitmelidir” dedi.

Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen ‘glokom’ konusunda açıklamalarda bulunan Liv Hospital Samsun Göz Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nden Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, dışardan bakıldığında renkli birer bilye gibi gözüken gözlerimizin aslında bilye gibi sert olmadığını belirtti. Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, her yıl 12 Mart’ta kutlanan “12 Mart Dünya Glokom Günü” nedeniyle bilgilendirmede bulundu.

Kelime anlamı gerginlik!


Gözlerimizin içinin sıvıyla dolu olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, “Vücutta sıvının bulunduğu her yerde, sıvı üretimi ve emilimi vardır. Gözde de, göz içindeki sıvı, renkli kısım dediğimiz irisin arkasındaki köklerde sıvı üretilir. Daha sonra bu sıvı, irisin ortasındaki delikten öne doğru gelerek göz bebeği ile göz beyazının birleştiği yerden vücut damarlarına karışır. Eğer bu sıvı iyi süzülemezse içeride artıp, iç yapılar olan ağ tabaka ve sinir tabakaya zarar verebilir. İşte bu duruma biz ‘göz tansiyonu veya glokom’ diyoruz. Eski dilde ise bu hastalığa ‘kara su hastalığı’ deniyordu. ‘Tension’ kelimesinden gelen tansiyon, kelime anlamı olarak ‘gerginlik’ demektir. Glokom, göz içindeki sıvının artarak bir gerginlik yapıp göz içi iletici yapıları bozmasıdır” dedi.

Göz tansiyonu polikliniklerde ölçülmeli


Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, göz tansiyonunu kendi kendine ölçmenin çok zor bir seçenek olduğunu şu sözlerle anlattı: “Göz tansiyonu için sağlıklı ölçüm yapabilen cihazlar yoktur. Göz tansiyonu ancak polikliniklerde bulunan cihazlarla teknisyen ya da doktor tarafından ölçülebilmektedir. Vücut tansiyonu denilen hipertansiyon ile göz tansiyonu arasında bir ilişki yoktur. Göz tansiyonu, yavaş seyirli olduğundan yıllar içerisinde göze zarar verir. ‘Göz tansiyonu krizi’ dediğimiz aşırı yükselmiş göz tansiyonunda ise gözler günler içerisinde zarar görebilir” diye konuştu.

Yenidoğan bebeklerde de görülüyor


Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, kimlerin göz tansiyonu ölçtürmesi gerektiğini ise şöyle açıkladı: “Göz tansiyonu krizi olan kişi zaten ağrı, kızarıklık ve bulanık görme ile hekime başvurmaktadır. Bunun dışında, birinci derece akrabalarından birinde göz tansiyonu olan kişiler mutlaka ölçüme gitmelidir. Çünkü genetik yatkınlık vardır. Göz tansiyonu her ne kadar


yenidoğan bebeklerde görülse de, çoğunlukla ilerleyen yaşla birlikte de görülmektedir. Bu nedenle 40’lı yaşlardan itibaren göz tansiyonunu ölçtürmeye başlamakta fayda vardır. Yaş ilerlemesinin dışında özellikle kortizon kullanan hastalar da ölçüme gitmelidir” dedi.

Yıllık muayenelerinizi ihmal etmeyin


Hastaların en çok kendisine ‘Göz tansiyonumun çıktığını nasıl anlayabilirim’ sorusunu yönelttiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Adem Gül, bu soruyu aşağıdaki şekilde yanıtladı: “Göz tansiyonu aşırı yükselince yani göz tansiyonu krizi olunca şiddetli ağrı ve bulanık görme olmaktadır. Fakat aşırı yükselmeyen kişilerde, hasta bunu anlayamaz. Yani göz tansiyonu krizi olmadıkça kişi göz tansiyonunun yüksek olup olmadığını anlayamaz. Göz tansiyonu teşhisi konduğunda damla tedavisine başlanmaktadır. Bundan da fayda görmeyenler cerrahi yolla tedavi edilebilmektedir. Eğer hiçbir şekilde bir tedavi alınmamışsa, maalesef 5 yıl içerisinde körlüğe yol açabilmektedir. Bu nedenle göz tansiyonundan korkmak yerine, yıllık muayeneye gitmek gerekir.”