Teoman Taş'sız Geçen 12 Yıl

Teoman Taş'sız Geçen 12 Yıl

 Samsunspor taraftarlarının örnek ve unutulmaz ismi Av. M. Teoman Taş aramızdan ayrılalı tam 12 sene oldu. Bu vesileyle aile fertlerinden annesi Aynur Taş ile kardeşlerinden Dr. H. İbrahim Taş ile bir söyleşi yaptık.

24 Ocak 2008 günü Samsun’da bir trafik kazası gerçekleşti. Henüz 29 yaşında, gencecik bir avukat ve Samsunspor taraftarı olan M. Teoman Taş bu kazada hayata veda etti. Bu ani ve trajik ayrılık, Samsunspor tribünlerini derinden etkiledi. Ancak "Timofte" lakabıyla da bilinen bu genç avukatın ardından öyle bir bütünlük oluştu, öyle güzel şeyler yapıldı ki, herkes onun adını bilir, hatırasına saygı gösterir oldu. Aradan tam 12 yıl geçti. Biz de bu vesileyle Taş Ailesinin bazı fertleriyle konuştuk.

HALİL İBRAHİM TAŞ. “AĞABEYİMİN SAMSUNSPORLULUĞU YAŞIYOR!”

İbrahim Bey, siz Teoman Taş’ın iki kardeşinden birisiniz ve bir doktorsunuz. Kendinizden kısaca söz eder misiniz?

Benim, ağabeyim Teoman Taş’tan tam iki yıl sonra, aynı gün Samsun’da doğdum. İlköğretim ve lise eğitimimi Samsun’da tamamladıktan sonra üniversiteyi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdim. İhtisasımı psikiyatri alanında yaptıktan sonra halen Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi ve dekan yardımcılığı görevini yürütüyorum. 

Onu çok özlediğinizi düşünüyorum. Teoman Taş nasıl bir ağabeydi?

 Ağabeyimi gerçekten çok özlüyorum. Karar vermem gereken birçok konuda hala. ‘’Acaba o nasıl düşünürdü?’’ diye aklımdan geçiriyorum. Çok okuduğu için birçok alanda kendini geliştirmişti ve genel kültürü oldukça fazlaydı. Sezgilerinin de güçlü olması nedeniyle bana doğru yolu gösterme konusunda gerçekten çok iyi bir ağabeylik yapmıştı. 

Peki, nasıl bir Samsunsporluydu?

Onun Samsunspor’luluğu gerçekten anlatılmaz yaşanır. Ağabeyimin hayatının merkezi neresidir diye soran olsa ‘’Samsunspor’’ desem mübalağa etmiş olmam. Ben ergenlik döneminde bilinçsiz bir şekilde, Galatasaray’ı tutarken 1994 yılında yapılan Galatasaray- Samsunspor maçını ağabeyimle beraber izlemiştik. Ertuğrul Sağlam’ın attığı golle öne geçmişti Samsunspor, ancak hakemin yanlı tutumu yüzünden GS farklı kazanmıştı. O yıl zaten hakemlerin kasti hatalarının Türk futbol tarihine kara bir leke olarak sürüldüğü seneydi. Olan yine Samsunspor’umuza olmuştu. Ama o maç benim için hayatımın dönüm noktası olmuştu ve naif yapıda olan ağabeyim sağlam bir ‘fırça çekmişti’’ bana. O günden sonra artık koyu bir Samsunspor taraftarıyım. Artık futbolun güçlüden yana olup haz peşinde koşmaktan ibaret olmadığını, bir yaşam felsefesi olduğunu görmeye başlamıştım ağabeyim sayesinde. Zaten ondan sonraki yıllarımız da bu felsefe konusunda birbirimizi besleyerek geçiyordu. 

Timofte lakabı nereden geliyordu?

90’lı yıllardaSamsunspor’a damga vuran yabancı futbolcuların başındaDaniel Timofte geliyordu. Zaten oynadığı yıllar boyunca taraftarın sevgisini kazanarak artık yabancı değil ‘bizden’ biri olmuştu Timofte. Ağabeyim, Timofte’nin tarzını kendine benzettiği için ona hayranlık duyuyordu. Kendisi kabul etmese de yüzü de bence benziyordu Timofte’ye.

Samsunspor ile ilgili en büyük hayali neydi?

Samsunspor ile ilgili en büyük hayali kuşkusuz Samsunspor’un Süper Lig’de şampiyon olmasıydı. HattaNapoli, İtalya Ligi şampiyonu olduğunda yaşlı bir taraftarın ‘’78 sene bu anı bekledim’’ demesi onu çok etkilemişti. ‘’Acaba biz de 78 yıl bekler miyiz?’’ sözü hala kulaklarımda. Onun ömrü buna yetmedi ama inanıyorum ki bir gün şampiyon olacağız. 

Yıllar akıp gidiyor. Aradan tam 12 sene geçmiş. O gün, o kara haber bir anda yayıldı. Siz neredeydiniz? Neler hissettiniz?

Samsunsporlular için zaten kara olan Ocak ayının 24’ünde acı haberi alıyordum. Haberi aldığımda zaman adeta durdu. Acısı hala yüreğimizde ve ilk günkü gibi taze. O dönemdeSamsun’da olmam ve son aylarını ağabeyimle beraber geçirmem kendi adıma büyük bir şanstı.

Ancak o günden sonra gerçek dostları onun hatırasını yaşatmaya devam ettiler. Hangi görüşten hangi inançtan olursa olsun, yapmış oldukları ortak paydanın Samsunspor olduğu dostluk yatırımlarının hala meyvelerini görmek gurur ve onur verici biz ailesi için. Kendileri ile hala irtibat halindeyiz ve hepsi benim kardeşim ve ağabeyim gibiler. İyi ki varlar!

Aslına bakarsanız en çok yüreğime su serpen şey ağabeyim aramızdan ayrılmış olsa bile felsefesinin hala yaşıyor olması. Bu felsefeyi tribünün her yerinde görebiliyorsunuz. Onu hiç görmemiş ve tanımayan kardeşlerimizin onu tanıyormuş gibi hissetmeleri bizim için ayrı bir gurur kaynağı. 

Oğlunuzun adını eşinizle birlikte, Teoman koydunuz. Yani aslına bakarsanız bir Teoman Taş daha var. Gerçi belki binlerce Teoman Taş var. Çünkü yeni nesil Samsunsporlular, tıpkı onun gibi iyi tahsil yapıp, Samsunsporlu kalıyorlar. Neler hissediyorsunuz?

 Aslında keşke benim ismimi Teoman koysalardı diye iç geçirdiğim çok olmuştu küçükken. Nasip kendi evladımın ismini koymak oldu. O da daha şimdiden koyu bir Samsunsporlu ve Samsunspor yenildiğinde hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Tabii ki, ‘’Sadece Samsunspor’’ diyen gençleri gördükçe ileriye çok daha umutla bakabileceğimizi ifade etmek isterim. İnşallah en kısa zamanda ağabeyimin ve bizlerin en büyük hayali olan şampiyonluğu görürüz ve kendisine armağan ederiz. 

Aynur Taş: 12 Yıl Geçti Ama Ezdi De Geçti

Aynur Teyze. Şu bir gerçek ki, ateş düştüğü yeri yakıyor. Siz Teoman Taş’ın annesisiniz ve en fazla yüreği yanan kişi sizsiniz. Teoman Taş nasıl bir evlattı?

Gazeteci evladım… Aynen öyle, ateş düştüğü yeri yakıyor. Teoman duygusal açıdan hassas, tezcanlı, sevdiklerine değer veren, akrabalar arasında dargınlık kabul etmeyen bir gençti. O gittiğinde pek çok akrabanın ‘’kalesi’’ yıkıldı adeta. 

Ahmet Amca ile siz öğretmendiniz. Bunun Teoman Taş’ın eğitim hayatına nasıl bir etkisi olmuştur?

Zihinsel olarak çok zeki olduğunu bütün çevremiz söylerdi. Biz de anne-baba olarak bunun farkındaydık. Özel bir çocuk olduğu konusunda kuşkumuz yoktu. Geleceğinin parlak olacağını düşünürdük. Bulunduğu okullarda okulunu bilgi yarışmalarında temsil etmişti. Lisede zamanının büyük kısmını Samsunspor almaya başladı. Deplasmanlara gitmeye başladı. Öğretmen oluşumuz eğitim hayatını muhakkak ki olumlu etkilemiştir. Kitap hışırtıları arasında büyüyordu çünkü. Öte yandan da kapasitesi genişti. Daha ilkokul üçüncü sınıfta bir gazetenin verdiği ‘’Türk Sultanları Ansiklopedisi’’ 2-3 akşam içerisinde onun ezberindeydi. Kronolojileriyle ve sultanların özellikleriyle beraber hem de. 

Ailede ise adeta ‘’elimiz-kolumuz’’ gibiydi. Faturaları ödeyen, çözümsüzlüklerde sorumluluk alan bir evlattı. 

Peki, nasıl bir Samsunsporluydu? Ve siz yaptığı işlerin büyüklüğünün ne kadar farkındaydınız?

Samsunsporluluk… O kadar küçükken başladı ki, bu beni korkuttu ve doğrusu onayladığım söylenemez. Algıları açık, bu kadar zeki bir çocuğun heder olup gitmesinden korktum hep. Zaten liseden itibaren çoğu zamanını Samsunspor almaya başlamıştı. Odasında bununla ilgili defterler düzenler, konfetiler keser… İnatçı ve inandığından vazgeçmez. Diğer taraftan naif ve karşısındakine değer veren bir fıtratı vardı. Koyu bir Samsunsporlu olduğunu biliyorduk. Zaten gizlemezdi. Ancak detayları paylaşmazdı. Bir siteye yazılar yazdığını bilirdik fakat siteyi kendisinin kurduğunu bilmiyorduk. Yaniwww.samsunspor.biz’den bahsediyorum.   

Samsunspor sevgisi yüzünden üniversiteyi okuduğu İstanbul’dan ayrılıp Samsun’a dönmüş, öyle mi?

Evet; üniversiteyi İstanbul’da okuduğu, orada bir çevre oluşturduğu halde hukuk fakültesini bitirdikten sonra Samsun’a döndü. Oysa iki kardeşi de İstanbul üniversitelerini kazandıkları için çoktan İstanbul’a taşınmıştık. Taşınmamıza çok karşı çıkmıştı. Küçük kardeşi Bilgehan, Samsun Anadolu Lisesi hazırlığı yeni bitirmişti. ‘’ Taşınmayın, ben geri döneceğim’’ demişti. Samsun’u ve Samsunspor’u çok seviyordu.

Aradan 12 yıl geçti. Yokluğu için neler demek istersiniz?

12 yıl geçti, doğru. Ancak elim kaza hala dün olmuş gibi. 12 yıl bizleri ezdi de geçti. Eşim kendisini toprağa ve fidanlara verdi. Ben ise özel gereksinimli öğrencilerle acımı unutmaya çalıştım. 

Torununuzun adı Teoman. Ailede yeni bir Teoman Taş daha oldu. Hatta şu an onun yanındasınız. Neler söylemek istersiniz?

Evet. Ailede bir Teoman Taş daha oldu. Önceleri adını söylemekte zorlanır gibi olduk. Ancak düşündük ki, onun adını yaşatıyor. Torunumuz hayatımızın merkezi şimdi.

Adı Samsunsporluların dilinde ve gönlünde hep yaşıyor. O hiç unutulmuyor. Bu konudaki görüşleriniz neler?

Arkadaşlarının onun adını yaşatmak için yaptıkları hem tesellimiz, hem de gurur kaynağımız. Gelecekte önemli bir yere geleceğini seziyorduk ama Samsunspor aklımızdan geçmezdi. Bir insanda kapasite varsa bir şekilde yöneldiği alanda yükseliyor demek ki. Benim evladımın bir geleceği olmadı ama hayatta olsaydı hangi alanda parlayacağı belli olmuştu. Onun hatırasını canlı tutmaya çalışan, O’nu örnek alan bütün Teoman Taş dostlarına selam olsun. Varlığınız tesellimizdir. 

 

Samsunsonhaber.com ÖZEL HABER