AKSED Samsunlu Şair ile röportaj gerçekleştirdi

AKSED Samsunlu Şair ile röportaj gerçekleştirdi

(AKSED) Samsunlu Şair Doğan Kan ile röportaj yaparak onu Ankara'ya tanıttı.

(AKSED)Ankara Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği Samsunlu Şair Doğan Kan ile röportaj yaparak onu Ankara'ya tanıttı.

SORU-1- SayınDoğan Kan; Ankara Kültür Sanat Derneği AKSED’de ve “Damlayan Hayatlara” hoş safa geldiniz. Nasılsınız?

CEVAP- Hoş buldum. AKSED Sanat ailesi olarak bana gönül sayfanızda yer açtığınız için çok teşekkür
ederim.

SORU- 2-Sayın Hocam kısaca tanıyalım mı sizi?
CEVAP- Beş çocuklu Karadenizli bir ailenin ortanca çocuğu olarak 1966 yılında Samsun’un Cedit Mahallesinde doğdum. İlkokulu Necati Bey de, Ortaokulu Mithat Paşa da, liseyi son sınıfa kadar 19
Mayıs ta, son sınıfı ailemin isteği üzerine Tekkeköy Lisesinde okudum. 1987 yılında kazandığım Amasya MYO Muhasebe Bölümünden, 1989 yılında muhasebe meslek elemanı olarak mezun oldum.
1991 Yılında Osmaniye de vatani görevini tamamladıktan sonra, 1993 yılında Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesinde memuriyete başladım. 1995 yılında, 19 Mayıs Üniversitesine naklen atandım. Halen 19 Mayıs Üniversitesinde Şef olarak görev yapmaktayım. Evli ve iki kız babasıyım. Öğrenim hayatıma memurken devam ederek, Anadolu Üniversitesinin; 1998 yılında İktisat Fakültesini, 2004 yılında
İşletme Fakültesini ve 2014 yılında da Adalet Bölümünü, bitirdim.
SORU-3-Edebiyat alanında ve şiir dinletilerinde oldukça faalsiniz. Canlı yorumlarınızla sizi dinleme fırsatım oldu. Adeta mest ettiniz salondakileri güzel yorumlarınızla. Şiir yazmak mı daha zor? Şiiri
yorumlamak mı?


CEVAP- Bana göre şiir yazmak daha zordur. Çünkü şiir, duygu halinin şiirsel bir anlatımla mısralara dökülmesidir. Şiiri yorumlamak ise, şair tarafından yazılmış olan mısraları, güzel bir tonlamayla, kelimelere duygu katarak seslendirmektir.


SORU-4-Bugüne dek nerelerde şiir dinletilerine iştirak ettiniz ve en keyif aldığınız yer neresi idi? Niçin?


CEVAP- Ben, Samsun Yazarlar Derneği adına, Samsun da iki haftada bir olmak üzere, 6 yıldan beri aralıksız olarak Şiir Dinletileri düzenleyip sunuculuğunu yaptım. Kemal Kosif, Âşık Yavuz gibi Samsun'da tanınmış şair ve ozanlara sanat gecesi düzenledim. Okulların daveti üzerine öğrencilerle söyleşilere
katıldım. Bölgesel televizyon programına ve bölgesel radyo programlarına davet edildim. Samsun da
Kırıkkale de ve Antalya da düzenlenen Kitap Fuarlarına katıldım. Pamukkale, Ankara ve Gaziantep de yapılan şiir şölenlerine katıldım. En keyif aldığım yerler, okullarda öğrencilerle sohbet edip, söyleşi
yaptığım yerlerdir. Öğrencilerin sorularını cevaplamak, yazmak ve yazarlıkla ilgili bildiklerinizi, tecrübelerinizi aktarmak, bir yazar olarak mutlulukların en güzeli.


SORU-5-AKSED Sanat’ın şiir etkinlikleri hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz Sayın Kan?


CEVAP- AKSET Sanatın şiir etkinliklerini, dostluk adına, kardeşlik adına birlikte yakılan bir meşaleye benzetiyorum. AKSED Sanatın çok zor bir işe imza attığını, program yapımcısı olarak görebiliyorum.
Tüm zorluklarına rağmen AKSED sanat bu işin üstesinden layıkıyla gelebiliyor. Ben de bu meşalenin sonsuza kadar yanmasını hem diliyor, hem de istiyorum. O kadar şairi bir araya getirmek, bunu başka
şehirlerde yapmak kolay bir iş değil. Sizi bu konuda takdir ediyor, hem de başarılı buluyorum.
Başarılarınızın artarak devam etmesini diliyorum.


SORU-6-Doğan Bey niçin yazıyorsunuz? Siz de Sait Faik gibi “yazmasam deli olurum” diyebilir misiniz?


CEVAP- Ben böyle iddialı bir cümle kuramam ama romanlarımı yazarken; okuduklarımı, yaşadıklarımı, gözlemlediklerimi önce damıtıp bir süzgeçten geçirir, sonra içimde oluşan bu duygu ve düşünceleri
yazıya dökerim. Yazmak fedakârlık isteyen büyük bir uğraştır aslında. Hayallerim, düşüncelerim, okuduklarım içimde demlenir. Gün gelir bu düşüncelerim dışarı çıkmak ister. İşte o zaman benim için artık üretme zamanıdır. Ben sadece içimde biriken bu tortuyu yazıya dökerek insanların beğenisine sunarım. Gerisi okuyuculara kalmış. Yazmak benim çocukluktan beri gerçekleştirmek istediğim büyük
bir hayalimdi. Ben eserlerimle bu hayalimi gerçekleştirmiş oldum.
SORU-7-Sayın Hocam; eserlerinizi yazarken hemen yazıp bitirir misiniz yoksa uzun sürelere mi yayarsınız?


CEVAP- Eserlerimi hemen yazıp bitiremem. Yolda yürürken, işte çalışırken aklıma gelenleri oracıkta hemen bir kâğıda not eder, sonra bunları bilgisayarıma aktarırım. Birden çıkmaz hiçbir şey. Yazdığım
eserin uzun bir hazırlık dönemi olur içimde. Yazacaklarım ana hatlarıyla zihnimde belirginleşir.
Varacağım liman belli olur. Eserlerimi kolay yazamam. Bir yıl gibi bir sürede tamamlarım.


SORU-8-Yazılarınızı yazmakta olduğunuz ortam sizi etkiler mi?


CEVAP- Bulunduğum ortam beni fazlasıyla etkiler. Bazen kırlarda dolaşırken gördüğüm bir gelincik tarlası, rengârenk açmış kır çiçekleri, dalgalarla oynaşan martılar, gül ağacının dalında feryat figan
koparan bülbülü izlerim bir müddet. Yaradan'ın bahşettiği tabiatın bu müthiş güzelliği beni de içine çeker. Gördüklerimi oracıkta zihnime kazırım, sonra onları ilmik ilmik dokuduğum eserimin bir yerine
eklerim.


SORU-9-Kendinize ait özel bir çalışma odası vb. yeriniz var mı? Genelde nerede yazarsınız eserlerinizi?

CEVAP- Yazılarımı yazdığım özel bir yerim yok. Fakat genellikle evimin boş olan bir köşesinde, yalnız bir ortamda, içimde kopan fırtınaları, duygu ve düşünceleri yazıya dökerim.


SORU-10-Peki Sayın Hocam; eleştirmenlerle aranız nasıl? Onlardan önce siz eleştirir misiniz kendinizi?


CEVAP- Eserlerimi okuyan eleştirmenlerden bazen olumlu, bazen de olumsun eleştiriler alıyorum.
Eserlerim, özellikle lise ve üniversite öğrencileri tarafından çok beğeniliyor. Gençler eserlerimde
anlaşılır bir dil kullandığımı, konuları akıcı bir üslupla yazdığımı söylüyorlar. "Mor Tepenin Etekleri"
adlı romanımı, ilk eserim olmasına rağmen başarılı buluyorlar. Ben ise henüz yolun başında olduğumu
ve ileride nice daha güzel ve başarılı eserler verebileceğimi düşünüyorum.


SORU-11-Edebiyat alanında yaptığınız çalışmalardan hiç ödül aldınız mı? Ödüllerin sanatçıyı teşvik
ettiğine inanıyor musunuz?


CEVAP- İkinci eserim olan, "Kızgın Demir" romanım ile Samsun Yazarlar Derneğinden "2011 Yılında
Samsun'u Anlatan En İyi Romancı" ödülünü aldım. Bu benim için çok gurur verici bir duygudur.
Kazanılan ödüllerin kişiyi olumlu yönde etkileyeceğini, yazarı daha çok yazmaya teşvik edeceğini düşünüyorum.


SORU-12-Öğrencilik dönemlerinizde almış olduğunuz edebiyat derslerinin yazar kimliğinizin
oluşmasında etkileri oldu mu?


CEVAP- Bizim zamanımızda, ortaokullarda "Türkçe" dersinin yanında, birde "Güzel Yazma ve
Konuşma" dersi de vardı. Öğretmenimiz bu kırk dakikalık derslerde bize bir konu verir, o konuyu kompozisyon şeklinde yazmamızı isterdi. Benim yazdıklarımı çok kereler beğenir ve genellikle
yazdıklarımı sınıfa okuturdu. Bu derslerin bana okumayı ve yazmayı sevdirdiğini düşünüyorum.


SORU-13-Yazmış olduğunuz bir eserin yazılma öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?


CEVAP- Amcasının oğlu Sultan, askerde şehit olmuştur. Bu olay amcam ve ailesini derinden sarsmıştı.
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Amcamlar sürekli şehidini düşünüyor. Sürekli şehidine ağlıyorlardı.
Sultan'ın ölümü beni de derinden etkilemişti. Ben "Mor Tepenin Etekleri" romanımda bunu dile
getirmeye çalışarak, şehit ailelerinin dili, yüreği olmak istedim. "romanında askerde şehit olan
Mehmetçiklerimizin, geride gözü yaşlı bir anne, gözü yaşlı bir sevgili ve gözü yaşlı kardeşler bıraktığını
anlatmaya çalıştım.


SORU-14-Yazmış olduğunuz romanlarda olayların gelişimi ve rotası daha önceden zihninizde mi
belirleniyor ya da yazdıkça o an ki hissiyatınıza göre mi belirginleşiyor?


CEVAP- Romanımın kurgusu, yazmaya başlamadan önce ana hatlarıyla zihnimde belirgindir. Rotası,
varacağım liman bellidir. Ben, ilmik ilmik dokuyarak bir oya gibi içerisini doldururum.


SORU-15-Eserlerinizde kişiler ve olaylar tamamen kurgu mudur yoksa gerçek hayattan esinlenmeler
var mıdır?


CEVAP- Eserlerimdeki kişileri ve kahramanları genellikle gerçek hayattan alırım. Kişiler gerçek hayatta
yaşayan, içimizden birileridir. Yerler ve mekânlar gözlem yaptığım mekânlardır. Anlattığım olaylar ise kurgudur. Burada; okuduklarım, yaşadıklarım, gözlemlediklerim, gerçek hayattan esinlendiklerim
devreye girer. Onları harmanlayarak eserimi tamamlarım.


SORU-16-Yazdığınız eserlerin yeterince okunduğunu düşünüyor musunuz? Daha geniş kitlelere
ulaşabilme adına yaptığınız çalışmalar nelerdir?


CEVAP- Eserlerimin Samsun da okunduğunu biliyorum. Mor Tepenin Etekleri ve Kızgın Demir
romanımın birinci baskısı tükendi. Halk kütüphanesinde ve Milli kütüphanede eserlerimin olduğunu görmek bana mutluluk veriyor. Buna rağmen Anadolu da yazar olmak zor ve meşakkatli bir iş olduğu
için ülkemde eserlerimin tam olarak tanıtıldığını düşünmüyorum. Elimden geldiğince davet edildiğim
söyleşi ve imza günlerine katılarak, eserlerimi daha geniş kitlelere duyurmaya çalışıyorum.


SORU-17-Edebiyatla ilgili faaliyetler hakkında neler düşünüyorsunuz? Bu konudaki faaliyetlere katılma imkânınız oluyor mu sıklıkla?


CEVAP-. Bir toplum, kültürünü bir sonraki kuşaklara, ancak edebiyatla ve sanatla ulaştırabilir. Ben de
şehrimizdeki edebiyat ve sanatla ilgili sivil toplum kuruluşlarının düzenlemiş olduğu faaliyetlere
sıklıkla, Samsun dışındaki faaliyetlere ise ara sıra katılıyorum. Fiili olarak ta Samsun Yazarlar Derneği
adına, Şiir Akşamları ve Sanat Geceleri düzenliyorum.


SORU-18-Kısa adı AKSED olan Ankara Kültür Sanat ve Edebiyat Derneğinin çalışmaları hakkında neler
düşünüyorsunuz?


CEVAP- AKSED Sanat yapmış olduğu birbirinden güzel programlarla edebiyata ve sanata dolu dolu
katkı sağlıyor. AKSED Sanatın yöneticilerini bu yüzden kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.


SORU-19-Sayın Hocam; size eserlerinizin hiç okunmadığını ve satılmadığını söyleseler yine de ısrarla
yazmaya devam eder misiniz?


CEVAP- Okumak ve yazmak bir alışkanlık, bu alışkanlık bana bulaşmış bir kere. Eserlerim hiç satmasa
da yazmaya devam ederdim. Kütüphane raflarında bulunan eserler bir gün mutlaka, birilerine ışık
tutar, yol gösterir.


SORU-20-Şiirlerinizi serbest mi yoksa hece tekniği ile mi yazıyorsunuz?


CEVAP-Kültür Bakanlığından Halk Şairi unvanını aldığım günden beri şiirlerimde hece ölçüsü
kullanmaktayım. Şiir, ister serbest, ister hece ölçüsü ile yazılsın. Şairin kalemi yeter ki susmasın.
Benim anlayışımda, isteyen istediği ölçüyü kullanabilir.


SORU-21- Yeri gelmişken sizin o güzel eserlerinizden bir şiirle devam edelim mi söyleşimize? Bizimle
hangi şiirinizi paylaşacaksınız?


CEVAP-Erenlerin Dergâhı
Muhabbet dergâhında Yunus gibi pir iken,
Sonsuzluğun içinde dilim sustu lâl oldum.
Sevgi ile el ele gönüllerde yâr iken,
Kâinatın içinde önemsiz bir pul oldum.
Gelin canlar erelim, dürüstlüğü yayalım.
Doğruluğun yoluna başımızı koyalım.
Toplumlara yön veren yarenleri sayalım.
Kardeşliğin odunda kavrularak kül oldum.
Gönüllere taht kurup, önümüzü açalım.
Dualı sözler ile iyilikler saçalım.
Yaradan’a sığınıp kötülükten kaçalım.
Gülistanda yeşeren yedi veren gül oldum.
Erenlerin dergâhı dost bağına açılır.
Dudaklarda tebessüm güzellikler saçılır.
Doğankan’ın yanında yanlışlardan kaçılır.
İnsanlığa hizmette bu dergâha kul oldum.
11 Mart 2017 / Samsun
Doğan KAN


SORU-22-Günümüzde edebiyat alanında varlık gösterenlerin birbirlerini tamamlayıcı olduğuna ve
birbirlerine yardımcı olduklarına inanıyor musunuz?


CEVAP- Samsunlu şair ve yazarlarımız arasında tatlı bir rekabet olsa da, edebiyatseverler arasında, bir
dayanışmanın bulunduğunu düşünüyorum.


SORU-23-Şiirlerinizi yazarken kaynak olarak nelerden yararlanıyorsunuz? Teması, içeriği genellikle
nelerden oluşuyor?


CEVAP-Şiirlerimi yazarken genellikle kâinattan ve insanlardan yararlanıyorum. Bu topluma
söyleyecek mutlaka bir sözüm oluyor. Şirinlerimin teması; Genellikle vatan, millet ve bayrak sevgisi
üzerine yazılmış şiirler, hayatın içinden alınmış şiirler, konusunu toplumun sorunlarından alan şiirler,
aşk, özlem ve sevgi üzerine yazılmış şiirler, çocuk konulu şiirler olmak üzere belli başlı konularda
toplamak mümkündür.


SORU-24-Bundan sonraki çalışmalarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?


CEVAP-Samsun da düzenlenecek olan imza günlerine ve söyleşilere katılmaya devam etmek.
Samsunlu şair ve yazarlarla dayanışma içerisinde olmak. Samsun Yazarlar Derneği adına, Şiir
Programları ve Sanat Geceleri düzenlemeye devam etmek. Üretebileceğim kadar çok eser üreterek,
hayatın gerçeklerinden, unutulan kültürümüzden, gün geçtikçe daha da çok yozlaşan toplumumuzdan
bahsetmek.


SORU-25-Evet değerli Hocam; bugüne dek kaç kitap yazdınız? Kitaplarınızdan bahsedelim mi biraz?


CEVAP-Bu güne kadar, ikisi roman, ikisi şiir kitabı olmak üzere dört eser yazdım.


1- Mor Tepenin Etekleri adlı eserimin birinci baskısı, 2007 yılında (Erguvan Yy) İstanbul da, ikinci
baskısı 2016 yılında (Ceylan Ofsette) Samsun da yayınlanmıştır.
2- Kızgın Demir (SAY-DER) Samsun Yazarlar Derneği Tarafından 2011 Yılında Samsun’u Anlatan En İyi
Romancı ödülüne layık görülmüştür. (Etüt Yy. 2011) Samsun.
3- Yıldızları Özgür Bıraktım (Tunç Yy. 2015) İstanbul.
4- Zemheri Kışı (Uzay Yy.2018) İstanbul.
Birinci Romanım Mor Tepenin Eteklerinden biraz bahsedecek olursam, Amcamın oğlu Sultan’ın şehit
edilmesi beni de etkiledi. Bu eserimle, şehit ailelerinin dili, yüreği olmak istedim. Şehit olan
Mehmetçiklerimizin geride gözü yaşlı bir anne, gözü yaşlı bir sevgili ve gözü yaşlı kardeşler bıraktığını
kalemime yansıtmaya çalıştım. Vermek istediği mesaj "Bu güzel vatanımıza hep beraber sahip çıkalım,
kenetlenerek tek yumruk olalım" mesajıdır. Romana konu olan olayların birçoğu Samsun'da geçer.
Bazıları Çiftlik Caddesinde, bazıları Cumhuriyet Meydanında, bazıları Mecidiye’ de bazıları huzur veren
Nebiler Sokağında geçer. Samsunlu iki genç olan Gökhan ile Zeynep arasında lise yıllarında başlayan
arkadaşlık saf ve temiz bir sevgiye dönüşür. Gökhan, Ankara Üniversitesinde başlayan eğitimini yarıda
bırakarak askere gider. Askerde bir çatışmada şehit olur. Gökhan'ın cenazesine bütün Samsun halkı
katılarak, şehidine sahip çıkar.
İkinci romanım Kızgın Demir’de, Karadeniz'in başka bir ilinden Samsun'a göçen, büyük şehirde
demircilik yaparak hayatını kazanmaya çalışan bir baba ile çocuklarının verdiği mücadeleyi anlatmaya
çalıştım. Sosyal içerikli bir roman olan Kızgın Demir de, Samsun'un yoksul mahallelerinde yaşayan
insanların zor şartlar altında sürdürmeye çalıştıkları hayat mücadelesini bütün çıplaklığıyla kalemime
yansıtmayı çalıştım. Bizden önceki kuşaklar ile bizden sonraki kuşaklar arasındaki çatışmalardan,
unutulan kültürümüzden, gün geçtikçe yozlaşan toplumun değer yargılarından bahsetmeye çalıştım.
Samsun'un sokak ve mahallelerinin konu edildiği her iki eserimde de açık ve anlaşılır bir dil kullandım.
Romanlarımı kendine has bir üslupla kaleme aldım.
Yıldızları Özgür Bıraktım adlı şiir kitabım da serbest ve hece ölçüsü kullandım. Zemheri Kızı adlı
eserimde ise hece ölçüsü kullandım. Şiirlerimde coşkulu bir dil kullanmaya çalıştım. Şiirlerimin
temalarını; Vatan, millet ve bayrak sevgisi üzerine yazılmış şiirler, hayatın içinden alınmış şiirler,
konusunu toplumun sorunlarından alan şiirler, aşk, özlem ve sevgi üzerine yazılmış şiirler, çocuk
konulu şiirler olmak üzere belli başlı konularda toplamak mümkündür.


SORU-26-Türk edebiyatının geleceğini nasıl görüyorsunuz?


CEVAP- Ülkemizde insanlar pek kitap okumayı sevmese de, okumayı ve yazmayı seven bilinçli bir genç
neslin arkadan geldiğini görmekteyim. Okuma arzusu yüksek olan bu gençlerle, Türk edebiyatında
büyük bir atılım yapılacağını düşünüyorum.


SORU-27-Sayın KAN; Karadenizlisiniz ve edebiyata gönül vermiş ve bu konuda emekleri inkâr
edilemez bir edipsiniz. Gerek çeşitli programlar olsun gerekse imza günleri ve diğer fuarlar olsun,
nasıldır Karadenizlinin bu tür organizasyonlara karşı yaklaşımı? Beklentilerinizin karşılandığına
inanıyor musunuz?


CEVAP- Şiir etkinliklerinde Samsun öncü bir şehirdir. Karadeniz’in nabzı Samsun da atar. Samsun da
her yıl farklı dernekler ve belediyelerin öncülüğünde en az 5 şiir dinletisi yapılır. Samsun başta olmak
üzere, Çarşamba, Kavak, Terme gibi İlçelerde Kitap Fuarları düzenlenir. Okullarımız Samsunlu şair,
yazar ve ozanları ağırlar. Samsun kaliteli kitap basımı açısından matbaaları ile büyük şehirlerimizi
yakalamış olmasına rağmen, tek eksiğimiz şehrimizde yeterince yayın evinin olmamasıdır. Samsun da
sadece Etüt yayınları adı altında bir adet yayın evi vardır. Yazar bir bakıma kitabını yayınlatmak için
büyük şehirlere gitmek zorunda kalmaktadır.


SORU-28-Sayın KAN; imzalı bir kitabınızı yollayalım mı sevenlerinize? Soruyu siz sorun ve cevabı doğru
verecek ilk kitapsevere armağan edelim izninizle.


CEVAP- Çok iyi olur. Okuyucuya imzalı kitabımı “Mor Tepenin Etekleri” romanımı hediye etmekten
mutlu olurum. Sorum şu olacak. Doğan Kan’ın ödül almış romanı olan “Kızgın Demir’in”
kahramanların dan 2 tanesininim ismini söyler misiniz? Romanda bahse konu olan olaylar hangi
şehirde ve kaç yıllarından bahsetmektedir?


SORU-29-Samsun Yazarlar Derneğinde aktif olduğunuz bir göreviniz var mı? Derneğin çalışmalarından
söz eder misiniz bizlere?


CEVAP-Samsun Yazarlar Derneği Başkan Yardımcısıyım. Derneğimizin bir görevi de, Samsunlu şair ve
yazarların eserlerinin tanıtılmasına yardımcı olmak, yazarlara imza günü ve sanat geceleri
düzenlemek, Samsun’da düzenlenen Ulusal Kitap Fuarlarına üyeleriyle birlikte katılmak, Şiir Geceleri,
panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlemek.


SORU-30-Efendim, değinmek istediğiniz farklı hususlar var mıdır son olarak?


CEVAP-Anadolu da yazar olmak, roman yazmak, şiir yazmak, basılan bir eserinizi halka tanıtmak
oldukça zor. Bu zorluklar yine de insanın üretme azmini kırmamalı. Bizler şair ve yazar olarak eser
üretmeye devam etmeliyiz.
Kıymetli Hocam; Bizlere vakit ayırdınız ve güzel bir söyleşi ile konuğumuz oldunuz. Size çok
teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız ve iyi ki yazıyorsunuz. Dilerim ki her şey gönlünüzce olsun. Başarının
ışığı her daim üzerinizde olsun.
Asıl ben size bana sizinle sohbet etme fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Mevla’m sizi
de her daim başarılı kılsın.