Pazar Pidesi

Pazar Pidesi

Merhaba? Samsun'da Pazar günü demek biraz da Pazar Pidesi demektir.

Pazar Pidesi

Merhaba? Samsun'da Pazar günü demek biraz da Pazar Pidesi demektir. 

Her Pazar günü, “Pazar Pidesi” bölümümüzde sizlere Samsun kültürü ile ilgili yazı ve dosyalar sunacağız.

Engraulis Encrasicolus Nedir Daaa?

Eylül ayının başında balık avı yasağı kalktı ve balıkçılar “vira bismillah” deyip denize açıldılar. Balıkçı olmayanları ise daha şimdiden hamsi heyecanı sardı…

Öyle ya, hamsi denen bir balık çeşidi var ve iyi ki, de var. Karadeniz Bölgesi’nde bir balıkçı tezgâhı önünden geçen beyler eşlerini arayıp ‘balık mı alayım yoksa hamsi mi?’ diye sorarlar. Sorarlar çünkü bu diyarlarda hamsi, balıkların kralı sayılmakla birlikte balık türünden bağımsız bir şeymiş gibi de adlandırılır.

Olur ya bir gün, ‘Acaba hamsi sadece Karadeniz’de mi var?’ diye bir soru takılıverir aklınıza. O zaman küçük birkaç araştırma yapıverin. Göreceksiniz ki, hamsi sadece Karadeniz’e has bir balık değilmiş. Ama Karadeniz dışında bu kadar ehemmiyet atfediliyor mu? Sanmıyoruz. Yani belki biyolojik olarak hamsi pek çok yerde var ama kültürel olarak hamsi, bizimdir!

Bir kere, coğrafi olarak sadece Karadeniz’de değil, Marmara’da ve Karadeniz’in kuzeyindeki bir iç deniz olan Azak Denizi’nde de hamsi var. Bu doğal bir durum. Bu arada hamsi deyip geçmemek lazım zira 1920’lerde Kırım’da yaşanan bir kıtlık döneminde hamsi bolluğu sayesinde on binlerce insan ölümden kurtulmuş.

Hatta hamsi bundan kırk-elli yıl evveline kadar o kadar çok ve dolayısıyla ucuz olurmuş ki, halk bu balığın fazlasını tenekelerle, tarlalara gübre niyetine dökermiş. Söz gelimi hamsinin yine bol olduğu 1937 yılında 1 teneke Karadeniz hamsisi 5 kuruşa satılmaktaymış. Yani sudan ucuz!  

Hamsinin Karadeniz sofralarındaki yerini anlatmaya gerek bile duymuyoruz çünkü çok baskın bir unsur. Hatta bizim için en önemli sıkıntısı ‘ızgara mı kızartma mı?’ ikileminden ibaret bile denebilir. Yoksa Samsunlular olarak, her hamsi sever gibi küçüğünü kılçığıyla yutmaktan imtina etmeyiz!

Fıkralara, türkülere, şiirlere konu olmuştur hamsi. Evliya Çelebi meşhur Seyahâtnamesi’nde de söz etmiştir hamsiden. Karadeniz’in bütün sahil kuşağında tutulabilen hamsi, kuzey-güney yönlü bir göç yolu takip ediyormuş. Ancak bundan bir asır önce belki de ‘dağların taşları bile tükenir de Karadeniz’de hamsi tükenmez’ diye düşünülürken bilhassa yanlış avlanma sebebiyle hızlı bir düşüş yaşanıyor.

Şimdi çoğumuzun sadece Karadeniz’e has zannettiğimiz hamsinin, daha doğrusu dünyadaki ismiyle söylersek engraulisin bulunduğu sahalara bakalım.

Meğer bizim hamsinin emmoğulları dünyanın dört bir yanına dağılmış. Sonuçta tıpkı Karadeniz gibi, az tuzlu ve ılık sularda yaşayabilen bir türmüş. Engraulis ön adına australis, japonicus, mordax, ringes gibi ikinci isimler alıyor. Bizimkinin soyadı encrasicolus imiş; yani Avrupa hamsisi. Karadeniz haricinde ABD’de de Kaliforniya kıyıları, Japon Denizi, Arjantin, Avustralya, Güney Afrika, Peru hamsileri gibi türleri varmış. 16 cins ve 139 tür ile hayli geniş bir aşireti varmış meğer bizim hamsi efendinin!

Bu arada yazının sonuna geldik gelmesine de; ha bu engraulis de neymiş daaa?

Andır kalsın engraulis; hamsidir o hamsi!