Yeni Zelanda'da da Chirstchurch kentinde 50 kişinin hayatını kaybettiği, cami saldırısı olayı sonrasında silah yasalarında reform yapma kararı alındı.
Başbakan Jacinda Ardern, bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, kabine üyelerinin terör saldırısının ardından ülkedeki bireysel silahlanma düzenlemelerinin gözden geçirilmesi konusunda prensipte anlaşıldığını ve düzenlemenin detaylarının Bakanlar Kurulu toplantısından sonra kamuoyuna duyurusunun yapılacağını açıkladı.
Ardern, "Düzenlemelerin Yeni Zelanda'yı daha güvenli hale getireceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yeni Zelanda'nın tarihindeki en kötü nefret saldırılarından birinin yaşandığını ve bunun ülkenin bireysel silahlanma yasalarındaki sorunları açığa vurduğunu ifade eden Ardern, ülkenin menfur saldırının ardından geçen 10 gün içinde yeni bir silah düzenlemesine kavuşmuş olacağını vurguladı.
YARI OTOMATİK ASKERİ SİLAHLARIN YASAKLANMASI GÜNDEMDE
Başbakan Ardern, tasarıda yarı otomatik askeri silahların yasaklanmasına yönelik bir düzenleme olup olmadığı sorusuna karşılık, bunun da üzerinde konuşulan seçenekler arasında olduğunu kaydetti.
Ardern, düzenlemenin koalisyon ortağı Önce Yeni Zelanda Partisi tarafından da desteklendiğini kaydetti.
Bazı vatandaşların ellerindeki silahları polise teslim ettiğine dair haberlere ilişkin değerlendirme yapan Ardern, "Bu davranışı alkışlıyor ve vatandaşımızı varlığından rahatsız oldukları silahları polise teslim etmeye teşvik ediyorum." ifadelerini kullandı.
Ardern, bazı vatandaşların ise panikle silah satın aldıklarına dair haberler olduğunun hatırlatılması üzerine, "Böyle söylentiler duydum. Fakat silah alacaklara tavsiyem, böyle bir yatırım yapmadan önce yeni düzenlemelerin açıklanmasını beklemeleridir." diye konuştu.
SEBEP IRKÇILIK MI?
Ardern, terör saldırısının arkasında ırkçılık olup olmadığı şeklinde gelen bir soruya "Bir kere burada saldırıyı düzenleyen kişinin Yeni Zelanda vatandaşı olmadığını hatırlamamız gerekiyor. Fakat bu ülkemizde Yeni Zelanda halkının çoğunluğunun paylaştığı değer ve idealleri paylaşmayan, onlarla aynı dili konuşmayan insanların bulunmadığı anlamına gelmiyor. Eğer Yeni Zelanda'daki Müslümanların ve diğer azınlıkların güvenliğini temin etmek istiyorsak, bizim açıklık ve kucaklayıcılık ideallerimizi paylaşmayan kişiler olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız." ifadelerini içeren cevap verdi.
Kaynak:AA