Doğu Türkistan ve dilsiz şeytanlar!

Doğu Türkistan ve dilsiz şeytanlar!

Büyük Türkistan diye adlandırdığımız bölgenin önemli bir parçasını oluşturan Doğu Türkistan bölgesi, Türklerin en eski yerleşim alanlarından biridir. Her bakımdan Türk milleti için bir miras barındıran bu bölge için Çinliler, Sinkiang (Yeni Sömürge) adını kullanmaktadır.

Doğu Türkistanpetrol,uranyum,demir,kömür,altın,volfram, doğal gaz gibi stratejik yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahiptir.Ayrıca bölgenin, dünyanın önemli bir bölgesi olan merkez Asya’ya yani Kazakistan,Özbekistan,Tacikistan,Rusya ve Pakistan’a sınırı bulunmaktadır ki bu ülkelerde petrol ve doğal gaz bakımından zengindir.

Çin-Uygur ihtilafı sürekli olarak Budistlerin Müslümanlara yönelik katliamı olarak gündeme gelse de aslında sorunun temeli din veya inanç farklılığından kaynaklanmıyor.Dini sembolleri insanların gözlerine perde yapıp adeta insanlara kör ebe oynatıyorlar.Bu kadar zulüm yine paylaşılamayan yeraltı ve yerüstü zenginliklerdir.

Tarih tekerrür edip duruyorken biz yine ağzımız beş karış açık sadece izliyoruz. Oysaki atalarımız Çin hakkında bizleri yüzyıllar öncesinde uyarmıştır.

 İşte Orhun Abideleri’nin, Bilge Kağan Anıtı’nda Türk Milletini uyaran cümleler;

“Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, aldatıcı olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evlâdını kul kıldı, hanımlık kız evlâdını cariye kıldı. Türk beyler Türk adını bıraktı. Çinli beyler Çin adını tutarak, Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl işi gücü vermiş. Doğuda gün doğusunda Bökli kağana kadar ordu sevk edi vermiş. Batıda Demir Kapıya ordu sevk edivermiş. Çin kağanına ilini, töresini alı vermiş. Türk halk kitlesi şöyle demiş: İlli millet idim, ilim şimdi hani, kime ili kazanıyorum der imiş. Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi, gücü veriyorum der imiş. Öyle diyip Çin kağanına düşman olmuş. Düşman olup, kendisini tanzim ve tertip edemediğinden, yine tâbi olmuş. Bunca işi, gücü vermediğini düşünmeden, Türk milletini öldüreyim, kökünü kurutayım der imiş.”

Anıtta ayrıca Çin milleti için, “Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar barındırmaz imiş” deniliyor. Bu cümlenin ardından Türk milleti yine “Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin!” denerek uyarılıyor.

Zulme karşı susan dilsiz şeytandır. Ey başını kuma gömenler kararınız, iradeniz bu mudur?