Yazıları ilgiyle okunup takip edilen Samsunsonhaber'in deneyimli köşe yazarı Akın Üner, 'Balkan Camiasının Gongolarından Devletin Haberi Var Mı?' başlıklı yeni yazısını Samsunsonhaber okuyucuları için kaleme aldı.
Balkan Camiasının Gongolarından Devletin Haberi Var Mı?
Benim de doğup büyüdüğüm mübadil köylerinde yaşını başını almış teyzelere "tete" denirdi, yengelere ise "ganga" diye seslenilirdi.
Tetecikler de gangacıklar da köyün sevilen, sayılan, hayat tecrübelerinden istifade edilen yaşlı ablalarıydı.
Son yıllarda köy kültürü topyekun bitti, bizim son Gangalar da Hakkın rahmetine kavuştu. Allah cümlesine rahmet eylesin.
***
Mübadillerin "Gangaları" kalmadı ama onların yerini "Gongolar" almaya başladı.
***
Gongo, "devlet kontrolündeki STK" demek.
Literatürde sivil toplum örgütlerine kısaca NGO deniyor, "non-governal organisation" sözcüklerinin baş harfleri.
Gongolar, bunun tersi? Tamamen devlet kontrolünde olan sivil görünümlü örgütlere uluslararası literatürde bu isim veriliyor.
***
Amerika, Rusya, İngiltere, İsrail gibi ülkeler, kendi Gongolarını, devlet tarafından söylenemeyen cümleleri söyletmek, gündemi devlet yararına belirlemek ve devletin resmen yapamadığı etkinlikleri yaptırmak için kullanıyor.
Bizde de son yıllarda Gongolar türedi, ama pek de batıdaki gibi çalışmıyorlar.
Bunların bir kısmı "sarı sendika" misali, "sarı dernek" ya da "sarı vakıf" gibi çalışıyor.
Yani bir topluluğa aitmiş gibi görünse de aslında o toplumu el altından kontrol altında tutmak için kullanılıyorlar.
Daha büyük bir bölümü ise gerçekte Gongo olmadıkları halde devletin içinde eş ? dost ? akraba ilişkileriyle menfaat ağları kuran tayfa!
Yani demem o ki, bunların devlet ya da hükümet adına yaptıkları hiçbir iş olmadığı halde kendilerine Gongo süsü veriyor.
Bu yolla hem devletin kurumlarından proje filan yazarak para alıyorlar; hem de kendi kişisel menfaatleri için elde ettikleri sahte statüleri kullanıyorlar.
Yani "benim yüksek yerlerde ellerim kollarım uzun" diyerek devletin memurunu, belediyesini, siyasetçisini kandırıp dünyalığını buluyorlar.
***
Bizim Balkan camiasında son dönemde bu Gongolar türemeye başladı.
Bir bakmışsınız daha dün kurulan dernekler, vakıflar, federasyonlar devlet ricalinde makbul görülür olmuş.
Bu sözde Gongolar, devletten aldıkları dolaylı desteklerle palazlanıp uzun yıllardır karınca kaderince Balkan kültürüne hizmet eden samimi ve gerçek sivil toplum örgütlerinin yerlerini almaya çalışıyor.
***
Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerçek Balkan Gongolarına ihtiyacı var mı, elbette var.
Batı Trakya'da, Bulgaristan'da, Kosova'da, Makedonya'da, Bosna'da velhasıl Balkanlarda yaşayan soydaşlarımızın haklarını korumak için çalışan Balkan Gongolar'ı olmalı.
Ama gerçekten devlet millet menfaatine hizmet üreten Balkan Gongo'su filan yok. Ortalık, hikmeti kendinden menkul üç kâğıtçıların kurduğu naylon Gongolar'la dolmaya başladı.
Üstelik bu sahte Gongolar'ın varlığı Balkan camiasında her geçen gün daha fazla hissediliyor ve büyük rahatsızlık yaratıyor.
***
Balkan göçmenleri kendilerini ortak bir isimle "Evladı Fatihan" olarak tanımlar.
Yani Fatihler'in evlatları!
Onlar, yüzyıllardır devlet adına Balkanları fetheden ve oraları devlet adına bekleyen yiğit insanların çocuklarıdır.
Balkan Türkleri ve göçmenleri, hiçbir zaman şüpheli bir takım bölücü unsurlarmış gibi devletin çatık kaşlarla takip etmesi gereken bir toplum olmadı ki!
Ama son dönemde kendilerine Gongo süsü veren ve sağda solda "devlet namı hesabına" cemiyetçilik yaptığını iddia eden tip(siz)ler türedi.
Devlet ile hükümet kavramları arasındaki ayrıntıların giderek kaybolmasına bağlı olarak bunlar, bazen devlet adına bazen de hükümet adına görev yapıyormuş havası pompalayarak dolanıyorlar.
Bu yüzden biraz da espriyle karışık, ben bunlara "Evladı Salihanlar" diyorum.
Salih işler yapıyormuş gibi bir havaları var ama gerçekte kişisel egolarını tatmin etmek, devletten nemalanmak, protokolde boy göstermek ve siyasete sızmak gibi işler peşindeler.
Ve bunu devlet adına yaptıklarını söylemekten de çekinmiyorlar.
Bizim bu sözde Gongolarımızın icraatlarından devletin derinliklerinin ne kadar bilgisi var acaba?