'Burun estetiğinde altın oran, kişiye özel belirlenmeli'
Burun estetiğinde tercih edilen güncel yaklaşımlardan bahseden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç Dr Nuh Evin, 'Cerrahi yaklaşımın seçimi hastanın kemik yapısı, cilt kalınlığı ve fonksiyonel ihtiyaçlarına göre belirlenir Her teknik bilimsel olarak farklı katkı sağlar ve bu nedenle analiz aşaması ameliyatın en kritik bölümüdür'
Medical Park Ordu Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Nuh Evin, burun estetiğinde (rinoplasti) kullanılan 'altın oran' kavramının güncel cerrahi pratikte yalnızca estetik bir referans değil, yüz analizinde kullanılan bilimsel bir ölçüm aracı olduğunu açıkladı. Doç. Dr. Evin'e göre altın oran, yüzün yatay ve dikey boyutlarının matematiksel uyumunu tanımlarken, modern rinoplasti planlamasında anatomik bütünlük, fonksiyonel gereklilikler ve yumuşak doku dinamikleri ile birlikte değerlendirilebileceğini söyledi.
'Hastaya özel planlama şart'
Doç. Dr. Nuh Evin, burun estetiğinde standart bir oran yaklaşımının bilimsel olarak artık geçerli olmadığını ifade edere, 'Hastanın nazal kemik yapısı, kıkırdak hacmi, deri kalınlığı, septum desteği ve yüz açılarının tamamı bireysel olarak değerlendirilmelidir. Altın oran, bu değerlendirmelerde bir çerçeve sunar ancak cerrahi kararlar tamamen kişiye özel anatomik gerekliliklere göre verilir' ifadelerine yer verdi.
Burnun estetik açıdan ideal kabul edilen açılarının bilimsel karşılıklarına da dikkat çeken Doç. Dr. Evin, örneğin nazolabial açı, dorsal estetik çizgiler ve tip projeksiyonu gibi parametrelerin her hastada farklı olması gerektiğini vurguladı. Bu amaçla ameliyat öncesi hastanın fotoğrafları üzerinde yapılan sanal planlama ile ideale yakın bir burun görüntüsü elde edildiğini dile getiren Doç. Dr. Evin, böylece hastanın burun algısı ve beklentileriyle tıbbi normların sentez edilerek en doğru sonucun hedeflendiğini belirtti.
'Fonksiyonel rinoplastide yeni yaklaşımlar'
Doç. Dr. Evin, özellikle fonksiyonel burun cerrahisinin estetik operasyonlarla entegre yapılmasının güncel standart haline geldiğini söyleyerek, 'Septum deviasyonu, burun içi valv darlıkları, konka hipertrofisi gibi fonksiyonel problemler, estetik rinoplasti ile eş zamanlı olarak düzeltilmelidir. Rinoplastide burunda estetik bir iyileşme sağlarken aynı anda solunum kapasitesini artırmak, cerrahinin başarısı için kritik bir adımdır. Nazal valv açıları ve hava akımı ölçümleri artık cerrahi planlamanın önemli bir parçasıdır' şeklinde konuştu.
'Cerrahi teknikler'
Gelişmiş cerrahi altyapılarla hastalara modern yaklaşımlar sunduklarını belirten Doç. Dr. Evin, özellikle yapısal (structural) rinoplasti ve koruyucu (preservation) rinoplasti tekniklerine öyle dikkat çekti:
'Yapısal Rinoplasti: Burun ucu ve dorsumun özel kıkırdak greftleriyle güçlendirilmesi, uzun dönem stabil sonuçlar sağlar.
Koruyucu Rinoplasti: Burnun doğal anatomisinin mümkün olduğunca korunması, daha hızlı iyileşme ve daha doğal bir görünüm sunar.'
Cerrahi yaklaşımın seçimi hastanın kemik yapısı, cilt kalınlığı ve fonksiyonel ihtiyaçlarına göre belirlendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Evin, 'Her tekniğin bilimsel olarak farklı avantajları vardır, bu nedenle analiz aşaması ameliyatın en kritik bölümüdür. Estetik ve fonksiyonel burun ameliyatları öncesi fizik muayene, sanal planlama, radyolojik görüntüleme ve endoskopik burun içi değerlendirmesi kullanılarak kişiye özel en doğal sonuçlar hedeflenmektedir' ifadelerini kullandı.