Bir günde 3 depremin birden yaşadığı Tokat'taki deprem hangi mesajları veriyor. Samsun dahil birçok ilde hissedilen deprem, beklenen bir deprem miydi? Samsunluları endişelendiren bir gelişme yaşanabilir mi? İşte bütün detaylar...
Tokat'ta önceki gün üst üste meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremler artçı mı yoksa tek başına normal bir deprem miydi? İki artçı depremin ardına akşam saatlerinde meydana gelen 5.6 şiddetinde deprem Tokatla birlikte 7 şehirde vatandaşları endişelendirdi. Peki, bu deprem hangi mesajları veriyor. Beklenen bir deprem miydi? Yeni bir deprem bekleniyor mu? Bütün bunların cevabı haberimizde...
Kuzey Anadolu Hattında daha büyük şiddetle bir deprem olur mu?
Kuzey Anadolu Fay Hattı en çok kaç şiddetine kadar deprem üretebilir?
Bütün bu soruların cevabını Jeofizik Yüksek Mühendisi Cemal Uğurtay'a sorduk.
Tokat'ta merkez üssü Sulusaray olan 01.06'da 4,7 ve saat 02.35'te 4,1 büyüklüğündeki depremin ardından saat 18.11'de yine merkez üssü Sulusaray olan 5,6 büyüklüğünde üçüncü bir deprem yaşanmış ve bu depremin etkileri birçok çevre illerde de hissedilmişti. Hiç şüphesiz en endişeli illerin arasında Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın merkezi noktalarından birisi olan Ladik ve Samsun yer aldı.
Samsun, Çorum, Ordu, Amasya, Sivas ve Yozgat'tan hissedilen Tokat'taki depremde 191 konutun etkilendiğini belirten Jeofizik Yüksek Mühendisi Cemal Uğurtay, teknik olarak bu şiddetteki bir depremin büyük hasarlar verebilir düzeyde bir deprem olmadığını ancak, Türkiye'deki yapı stokları açısından değerlendirildiğinde ise sonucun değiştiğini söyledi.
"Bu depremleri çok iyi okumalıyız"
Dünya'daki örneklerinde olduğu gibi, depremde yapı stoklarının, yapı kalitesinin ve bulunduğu zeminin son derece büyük önem taşıdığını belirten Jeofizik Yüksek Mühendisi Cemal Uğurtay, "Ülkemizdeki yapı stokları tartışma konusu olduğu için biz ülke olarak bu şiddetteki bir depremde dahi teyakkuz halinde olmalıyız. Bu bakımdan değerlendirildiğinde 5.6 şiddetindeki bir deprem, çevre illerin hissetmesi açısından da etkili bir oran ve sonuç veriyor bize. Elbette bu coğrafyada bundan daha büyük oranlarda depremlere karşı hazırlıklı olmalıyız. Kuzey Anadolu Fay Hattı daha büyük şiddete depremler üretebilir" dedi.
"Tokat depremi artçı mı, öncü müydü?"
Merkez üssü Sulusaray olan Tokat'taki son depremin artçı değil, asli bir deprem olduğuna dikkati çeken Jeofizik Yüksek Mühendisi Cemal Uğurtay, "Bu yaşadığımız deprem artçı değil, 12-13 km uzunluğundan ayrı bir fay üzerinde meydana gelen asli bir depremdir. Fayların farklı özellikleri ile karşılaşıyoruz. Dolayısıyla fayların farklı farklı formasyonları ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Burada önemli olan, fayın geçtiği zeminin büyük önem taşıyor olmasıdır. Bu da normal olarak depremin şiddeti açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle yüzey dalgaları da doğal olarak yıkıcı etkiye neden olabiliyor" diye konuştu.
Ladik, depremleri neden hissetmedi?
Doğu Anadolu'da birçok ilde büyük yıkıma neden olan büyük deprem felaketin ve son olarak Tokat'ta yaşanan depremin Ladik'ten hissedilmediğine dikkati çeken Jeofizik Yüksek Mühendisi Cemal Uğurtay, "Doğu Anadolu'daki, Samsun'a yaklaşık 700 kilometre uzaklıkta meydana gelen depremin etkileri Samsun'dan hissedilmesine rağmen Ladik'ten hissedilmemesi bize önemli çalışma detayları sunuyor. Yine aynı şekilde dün Tokat'ta yaşanan depremde de aynısı oldu. Sarsıntı Samsun'da yaşandı ancak yine Ladik'te hissedilmedi. Elbette bunun etkisi Ladik'in Kuzey Anadolu Fay Hattının üzerinde bulunmasından kaynaklanıyor olması olabilir. Yaklaşık 250 kilometre uzaklıktaki deprem Samsun merkezinde hissedildi ancak Ladik'te bu hissedilmedi. Bu sonuç bize farklı çalışma stratejileri ve bakış açıları ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı, Erzincan'dan sonra Niksar'da ikiye ayrılıyor. Bu kolların biri Tokat'a gidiyor. Ladik'e doğru gelen ana fay ise Taşova'dan sonra bir kez daha ayrılıyor. Dolayısıyla ana fay hattı Ladik'ten geçiyor. Bilindiği gibi bu durum çok farklı nedenlere bağlıdır" şeklinde konuştu.
Her depremde yüreklin ağızlara gelinmesi durumunun kronik hale geldiğini ifade eden Jeofizik Yüksek Mühendisi Cemal Uğurtay, bu durumun Türkiye'deki yapı stoğu kabiliyetinden kaynaklandığını ve deprem tehlikesinin Türkiye'nin en önemli gerçeklerinden olması nedeniyle, zaman kaybetmeden yapı stoklarının gözden geçirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
