Sercan Bayram

YİNE 20 OCAK, YİNE HÜZÜN !..

Sercan Bayram

Sevmek için neden arayanlar, gerçek sevginin ne olduğunu bilmezmiş. Bu nedenle sevdiğiniz birisinin ya da bir şeyin kusurlarını değil de onun tüm güzelliklerini görürsünüz sadece. Ne demiş değerli filozof Müslüm Baba; "Güzelmiş, çirkinmiş ne fark eder ki? Deli gibi sevmek ruhumuzda var." 

    
Bir futbol takımına duyulan aşk da böyledir. O takımı sevmenin asıl nedeni başarısı ya da kupaları değildir. Stadyum yolunda çabuklaşan adımlar, bütün haftasını 90 dakikalık maça entegre eden her yaştan insanlar, maça gidecek evladına formasını bir gün önceden yıkayıp hazır eden anneler, matematik eğitimini en çok takımının puan hesabını yaparken kullanan çocuklar alır o sevdanın gerçek tadını. Eleştiriye kapalıdırlar. Dönüp maziye baktıklarında güzel şeylerden ziyade hüzünlü anıları görürler. Çünkü mazi hüzünlüdür. En azından Samsunspor’a gönül vermiş yürekler için..
       
Yine bir 20 Ocak geldi, çattı. Gözlerimin önüne "MENTEŞOĞLU" reklamlı kıpkırmızı bir forma geliyor hemen. Bir de rahmetli Muzaffer abinin jönlere taş çıkartırcasına karizmatik olan o enfes pozu. Yaşımız gereği göremedik o takımın pehlivanlar gibi önüne geleni devirdiği yılları, sevinemedik o zamanın şanslı Samsunsporluları gibi. Ama olsun, o günlerin bir zamanlar yaşandığını bilmek bile yetiyor bizlere. Siyahı rengimize katmak hiç kolay olmadı. Duyuyoruz, Avrupa'da bile bazı takımlar oylama yaparak arma şekillerini ve renklerini değiştirebiliyorlar. Anlam veremiyorum. Değerlerle oynamak bu kadar basit mi? Düşünsenize Atatürklü armayı değiştirmeye kalktıklarını, ortalığı ayağa kaldırırdık herhalde. Ya da renklerimizi değiştirmeye cüret edecek birileri olsa neler olurdu tahmin bile edemiyorum. Ancak büyük konuşmamak lazımmış, geldi işte bir 20 Ocak daha. Biz istemedik bir de siyah olsun renklerimizde. O günlerdeki acının kötü bir anısı kaldı formamızda. Samsunspor'un müzesine gidip, kupalar arasında saatlerce gezemeyiz ama şunların kesinlikle farkındayız;

O gün rengimize eklenen siyahtan üstün bir kupa ve başarı yok !..
Nuri hoca gibi baştan aşağı Samsunspor kokan bir teknik direktör yok !..
Muzaffer'in, Mete'nin, Tomic'in bonservisini karşılayabilecek bir para birimi yok !..
Asım abi gibi usta bir şoför yok !..
Hiçbir yerde geride sıkıntılarla kalan, sağlıklarından olan o futbolcu abiler gibi bir miras yok !.
Bizde hep hüzün var. Bu 20 Ocak'ta böyle oldu, her 20 Ocak'ta da böyle olacak..
Başka diye soranlara inat, sadece Samsunspor !..


20 OCAK 1989

Bir şehrin umudunu yanında taşıyorken,
O kör gecede bizi yaktın Samsunspor'um.
Kırmızı ve beyazı huzurla yaşıyorken,
Siyahı ömrümüze kattın Samsunspor'um..

Formanda bir kutsallık, armanda cesaret var,
Bulunduğun her yerde bizlere esaret var,
İsmin dudağımızda, sende hep asalet var,
Gün geldi şimşek gibi çaktın Samsunspor'um..

Acısı hala taze içimizde yatıyor,
Bu taraftarın kalbi yalnız sana atıyor,
Doğacaktır bu güneş, sanma ki hep batıyor,
Aşkınla ömrümüze aktın Samsunspor'um..

Kapkara Yirmi Ocak unutulmaz elbette,
Nuri hoca, Muzaffer, Tomiç, Asım ve Mete,
O gülen gözleriyle yaşıyorlar yürekte,
Bize neden çehreni çattın Samsunspor'um..

Gözyaşları içinde radyoları dinledik,
Bir olan hüznümüzü biz o gece binledik,
Koskoca bir şehirde hep beraber inledik,
Yine de her çöküşten kalktın Samsunspor'um...