Uzman Psikiyatrist Prof. Dr. Burhanettin Kaya, günümüz toplumlarının ekonominin yarattığı olumsuz etkilere karşı mücadele edebilmek için, önemli bir ruhsal mücadele vermeleri gerektiğini belirtti.
Günümüz toplumlarının ekonominin yarattığı olumsuz etkilere karşı mücadele edebilmek için, önemli bir ruhsal mücadele vermeleri gerektiğini belirten Türkiye Psikiyatri Derneği Kurucu Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Kaya, Samsunsonhaber'e yaptığı özel açıklamada, "Türkiye'nin geleceği açısından ruh sağlığı yerinde olan bireylere ihtiyaç vardır. Bizim buna yatırım yapmamız gerekiyor. Bunun için günümüzde yaşanan ekonomik sorunların yarattığı etkilerin gelecek kuşaklara miras olarak bırakılmaması büyük önem taşıyor" dedi.
Kriz ortamlarından kaynaklanan ruhsal hasarların kalıcı olma durumu ve bu durumun gelecek kuşaklara aktırılmasının tehlikeli sonuçlar yaratacağını belirten Prof. Dr. Kaya, yaşanan ekonomik sorunların ve sonuçlarının gelecek kuşaklara aktırılmasının önüne geçilmesi gerektiğine işaret etti.
"Ekonomik kriz yokmuş gibi davranmak, gelecek kuşaklar açısından sakıncalı"
Ekonomik sorunları görmezden gelmek, yok olduğu anlımın taşımadığını belirten Prof. Dr. Burhanettin Kaya, "Ekonomik kriz, alım gücü, kriz gibi ifadeler ve yaşam koşulları sosyolojik bir varlık olan insanoğlunu derinden etkileyen kavramlardır. Neoliberal kapitalizmin etkileri, son yıllarda toplumsal kaygıyı ön plana çıkardı. Bunun etkileri kitlesel bir nitelik kazanıyor ve gelecek kuşaklara aktarılıyor ve böylece birçok ruhsal bozukluk ortaya çıkıyor. Temel yaşamsal ihtiyaçları karşılayamama duygusu, giderek yoksullaşma ve aç kalma duygusu, aile bireylerinin ekonomik güvenliğinden kaygılanma gibi durumlar, mutsuzluk ve umutsuzluk olarak ortaya çıkıyor ve ruhsal bir çöküntü olarak gelecek kuşaklara aktırılıyor. İşte bu durum toplumumuz geleceği açısından son derece sakıncalıdır. Bu durum yokmuş gibi hareket eden yetkililer esasen bilimsel olarak büyük bir yanlışın içindedir" diye konuştu.
"Ekonominin psikolojik etkilerine karşı önlem alınmalı"
Ünlü Psikiyatrist Prof. Dr. Burhanettin Kaya, ekonomik krizlerin yarattığı eşitsizlik ve güvensizlik ortamlarına ve bu ortamın sonuçlarının ruhsal bozukluk olarak ortaya çıkmasına engel olacak önlemlerin alınması gerektiğine dikkati çekti. Prof. Dr. Kaya, bu durumun gelecek kuşakları etkileyecek kalıcı travmalar bırakmasının önüne geçilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Prof. Dr. Burhanettin kaya, "Bu yaşanan ve insanların ruhsal yapılarını etkileyen ve biçimlendiren durumun nedenlerini bilimsel yollarla kavrayıp önlem almamız gerekiyor. Bence ülkemizde bunun eksikliği yaşanıyor. Ekonomik kriz birilerini etkilemiyor olabilir ancak toplumun büyük bir bölümünü etkileyen bu krizin yarattığı psikolojik etkilere karşı da toplumsal ve sosyal açıdan önlemler alınması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Yoksulluk sınıfsal bir farklılaşmadır"
İnsanın yaşamını sürdürmesi ile ilgili kendisini tehdit altında hissettiren bütün konulara karşı yalnız bırakılmaması gerektiğinin önemine işaret eden Prof. Dr. Burhanettin Kaya, "Bunlardan en önde çıkanı ise toplumsal düzeydeki eşitsizliktir. Kişi kendisinin toplumda diğer bireylerle aynı haklara sahip olmadığı duygusunu yaşaması ruhsal bir çöküntü yaşamasına neden olur. Sosyo-ekonomik dengelerin görünümünde bireyin ruhsal durumuna dikkat çekmemiz bu toplumun geleceği açısından son derece önemlidir. Örneğin yoksulluk sınıfsal bir kavram ve sınıfsal bir farklılaşmadır. Bu farklılaşma ezen-ezilen ilişkisinin de kendisini görünür kıldığı bir durum yaratır. Bir tarafın sürekli zenginleşirken bir tarafın olağanüstü şekilde yoksullaşması her yönüyle toplumdaki dengeleri alt üst eden bir durumdur. Bu uçurumun giderek büyümesi insanlarda güven duygusunun yok olmasına neden olmaktadır. Böylesi bur durum bile asgari düzeyde bir ruhsal bozukluğun kaynağı olabilir. Dolayısıyla ekonomik krizler, güvensizlik ve eşitsizlik yaratır" ifadelerine yer verdi.
"Kalıcı etkileri olabiliyor"
Toplumsal olarak yaşanan olumsuzlukların ve etkilerinin kalıcı etkilerine karşı uyarılarda bulunan Prof. Dr. Burhanettin Kaya, "İnsan hayatını ilgilendiren yaşamsal döngülere ve nedenlere sebep ve sonuç ilişkisi açısından baktığımızda bağlam ilişkilerinden hareket etmek durumundayız. Bu nedenle ekonomik kriz, alım güçlü, kriz gibi ifadeler ve yaşam koşulları sosyolojik bir varlık olan insanoğlunu derinden etkileyen olaylardır. Özellikle insanlar arasındaki eşitsizlik, hukukta, adalette, ekonomide, alım gücünde ve yaşam koşullarındaki eşitsizlik duygusu insanları olumsuz yönde etkiliyor ve ruhsal bozukluklara neden olabiliyor. Her şeyden daha önemli olan ise bu ruhsal bozukluğun kalıcı olması ise daha çok tehlikelidir. Eğer bu durumun kalıcı olması durumunda bu durumun gelecek kuşaklara da aktırılması durumu ile karşılaşırız iki bu hiç iyi bir durum değildir. Böylesi kriz ortamlarından kaynaklanan ruhsal hasarların kalıcı olma durumu ve bu durumun gelecek kuşaklara aktırılması tehlikesi ile karşı karşıya olabiliriz" şeklinde konuştu.
"Birçok hastalık ortaya çıkabiliyor!"
Kaygı ve endişenin bir çok hastalığı ortaya çıkarabileceğine işaret eden Prof. Dr. Kaya, şöyle konuştu: "Geleceği bilememek, işten atılma korkusu, aile bireylerinin ihtiyaçlarını giderememe endişesi kitlesel bir nitelik kazanıyor ve sonraki kuşaklara aktırılıyor. Böylece bir çok ruhsal bozukluk durum oluşuyor. Bu durumda, sadece depresyon değil, anksiyete, ruhsal hastalıklar, madde kullanımı, davranış bozuklukları ortaya çıkabiliyor. Eğer bu durum süreklilik kazanırsa bireylerin kişilik yapılarının da bozulması durumu ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Yoksul bir birey bütün travmalara açık bir bireydir. Dezavantajlı ortam, dezavantajlı bir hayat yoksul bireyleri travmalara açık hale getirebiliyor. Ruhsal açıdan tahrip edici bu etkileri ortadan kaldıracak kurumsal ve kamusal yaklaşımların ön plana çıkması gerekiyor. Bu açıdan bugün ekonomik krizin etkileri yok demek, az demek ya da etkileri hissedilmiyor demek çok yanlıştır. Bugün bu etkileri görmezden bile gelseniz, bunu etkileri kısa ve uzun vade de ortaya çıkacaktır hatta bu etkiler gelecek kuşakları da etkileyebilir."