Atakum İHL kız öğrencilerinin 'Kudüs' heyecanı

Atakum İHL kız öğrencilerinin 'Kudüs' heyecanı

Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi(İHL) kız öğrencileri, 'Evimiz' dedikleri Kudüs'ü ziyaret ettiler.


Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi, akademik alanda ve dil alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra öğrencilerin Kudüs'e gitmesine destek olarak milli ve manevi değerlere verdiği önemi de göstermiş oldu.

' 'Evinize tekrar gelin' dediler, 'geleceğiz' dedim'
Kudüs ziyaretiyle ilgili düşüncelerini anlatan 11. sınıf öğrencisi Fatma Nur Güreldi, 'Gitmeden önce yaptığım okumalar sebebiyle hakkında fikir sahibi olduğumu düşünürdüm. Gidip geldikten sonra anladım ki Kudüs'ü anlatabilen tek şey Kudüs'ün kendisiymiş. Kalbinde Mescid-i Aksâ'nın attığı şehrin o mahzun ve mağrur sokaklarında dolaşmadıkça anlayamazmış insan. Buradaki insanların Türk olduğumuzu anladıkları zaman bize gösterdikleri hürmet hiçbir yerde hissetmediğim kadar kıymetli hissettirdi beni. Ömer'in adaletine, Selahaddin'in şecaatine ve Abdülhamid Hân'ın hürmetine aç olan bu insanların gözlerindeki umut ve bekleyişin altında ezildim. Vedalaşırken 'Evinize tekrar gelin' dediler, 'geleceğiz' dedim. Bir gün evimize döneceğiz inşallah' diye konuştu.
Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi 10. sınıf öğrencisi Sıla Balcı, 'Dualarımın beni getirdiği ilk duraktı Filistin. Gördüğüm en güzel aynaydı. Belki de içimdeki hâkimin vücut bulmuş haliydi. Basındaki görüntülerin çok fazlasıydı burası. Üç gün Mescid-i Aksa'nın bahçesine girerken siyah kıyafetli sözde güvenlikleri gördüm ve işte o an fark ettim gerçeği, bu kapının önü ve arkasıydı bana o tezat iki duyguyu yaşatan. Bulanık cümlelerimi netleştiren bir erkek çocuğuydu adını bilmememe rağmen çok iyi tanıyordum onu. O yaklaşık 5 bin kişi arasından yaka kartında Türk bayrağı olan bizleri seçip koşarak yanımıza gelen yiğitti. Kucağıma alıp onu öptüğümde elindeki yarım kurabiyeyi bana uzatan Atıf'tı. İşte netleşti cümlelerim, dedim ki o an 'Geri geleceğim muhakkak' ' dedi.
Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi 10. sınıf öğrencisi Havva Nur Akpınarlı, 'Sarı bir kubbe ile açıldı gözüm ilk gün. Hafif yağışlı bir sabahtı. Yorgunduk ve üşüyorduk. Ama Kudüs'ün rahmetiyle yıkanmak da ayrı mutluluk veriyordu bize. Tam da ihtiyacımız olduğunda bir çay ikramı yaptılar. Hayatımda içtiğim en güzel ve içimi en çok ısıtan Filistinli amcaların çayıydı o çay. Sohbet, muhabbet ortamı ne güzeldi. Çocukluk arkadaşlarım yolda selamımı görmezden gelirken, siz onlara selam verdiğinizde size sarılmaları, gülmeleri ve konuşma çabaları. Anlatamam hissettiğim duyguları. Yol arkadaşım Sıla'ya canı gönülden sarılan çocuğu unutamıyorum. O çocukları gördüğünüzde, parlayan masum gözlerinin en içine bakmaya çalıştığınızda, biz ağlamayalım da kim ağlasın?' ifadelerini kullandı.