Haftanın Kitabı- Sarı Saltık - Aşkabad Yolcusu

Haftanın Kitabı- Sarı Saltık - Aşkabad Yolcusu

Haftanın kitabında sizlerle Samsunlu yazar Akın Üner'in Sarı Saltık 1 ? Aşkabad Yolcusu romanını paylaşacağız.

Sarı Saltık -  Aşkabad Yolcusu Samsunlu bir yazar olanAkın Üner’in Sarı Saltık üçlemesinin ilk romanı. Efsanevi bir Türk Alp Ereni olan Sarı Saltık üzerine kurgulanmış bir roman var ortada. Üner, Saltıkname’de anlatılanlara da sadık kalarak hayli başarılı bir roman çıkarmış.

Sarı Saltık bir Alp Eren ya da savaşçı derviş tipi. Özellikle Balkan Türk kültüründe çok önemli bir yeri var. Mesela Bosna’dan Bulgaristan'a hatta Romanya’ya kadar pek çok yerde Sarı Saltık’a ait olduğu iddia edilen tekkeler var. Üstelik yalnızca Balkanlarda değil, Türkiye’deki şehirlerde de Sarı Saltık’ın mezarı olduğu iddia edilen birçok türbe var. Nitekim Üner kitabın sunuş kısmında bunlara değiniyor.

Yine mesela Sarı Saltık’ın hayatının bir efsaneye dönüştüğünü romanda da iyice görüyoruz. Cinler ülkesi, cadılar, ejderhalar, uçan atlar, efsunlu kılıçlar vesair… Zaten Üner de ‘Saltıkname kökenli’ bütün bu malzemeleri romanda epeyce kullanmış.

Hadiseler 1200’lü yılların başlarında geçiyor. Tarih bilgisi olanlar iyi bilirler ki, 13. asır Anadolu Türkleri için de oldukça zor bir yüzyıl olmuştu. Bu zorlukların temelinde ise Moğol İstilası vardı. Birinci kitap tam da Moğol İstilasının arefesinde sona eriyor. Elbette Celaleddin Harzemşah’tan Alaeddin Keykubad’a; Baba İlyas’tan Sadeddin Köpek’e kadar devrin pek çok tarihi şahsiyeti de romanda kendisine yer bulmuş durumda.

Bu anlamda roman hem sıra dışı hem tarihen gerçekçi hem de sürükleyici.

Üçlemenin diğer kitaplarını da yazacağız. Ancak acaba sıkı kitap okurları için eserin üçleme yerine örneğin 600 sayfalık tek bir roman olması daha tercih edilebilir bir şey olur muydu? Tabii bu durumda da ortalama kitap okuru ya da alıcısı için çok da cazip bir hacim ortaya çıkmamış olacaktı.

Romanda her zamanki başarılı ve yalın üslubunu sürdüren Üner, sağlam bir kurgu da oluşturmuş. Zengin hayal gücünü tarihi gerçeklerle uyumlandırdığını da söylemek lazım.