Bahçeli: 'Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı'nı siper yapıp ekonomide felake

Bahçeli: 'Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı'nı siper yapıp ekonomide felake

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı'nı siper yapıp ekonomide felaket senaryosu yazanlar en hafif tabirle utanmasını kaybetmiş densizlerdir' dedi.


Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Tanzimat'tan bugüne kadar geçen 180 yıllık sürede edinilen birikim ve tecrübelerin kılavuzluğuyla tarihe ve kültüre en uygun hükümet modeline geçildiğini belirterek, 'Türkiye Cumhuriyeti de üçüncü evresine eklemlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 2023'ün emniyetli ana kulvarıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milli misyon ve vizyonumuzla 2053 ve 2071 hedeflerinin temellerini kazacak, alt yapısını oluşturacak, siyasi uzlaşmayı kurumsallaştıracaktır. Geride kalan bir yıllık sürede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tutmuş, uyum ve uygulama süreci kazasız belasız mesafe almıştır. Kimisi vardır, karanlığa sövüp sayar, kimisi vardır karanlıktan sızlanıp şikayet etse de nemalanmanın peşindedir. Biz karanlığı gördük, bunu dert ettik, sonra da bir mum yakıp etrafı aydınlattık' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sinin terennümü, tecellisi ve teminatı olduğunu söyleyen Bahçeli, 'Türk milleti aradığı sistemi tarihimizin kuytularda kalan cevherinde bulup çıkarmasını bilmiştir. Yeni sisteme alışma devresi de son derece uyumlu geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde hükümet krizleri yoktur. Koalisyon çatlakları, güvenoyu virajları, yürütmenin yasama üzerinde ördüğü vesayet ağları görülemeyecek, bulunamayacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'nin önünü açmıştır. Milli güvenliğimizle ilgili atik ve çevik kararların alınmasını kolaylaştırmış, devlette çift başlılığa neşter vurmuştur. Güçlü devlet, güçlü millet, güçlü Meclis, güçlü yargı, güçlü Türkiye bir güneş gibi doğmuştur. Yeni hükümet sistemiyle birlikte kalıcı siyasi istikrarın kilidi açılmış, hızlı ve etkin icraat, sistematik olarak serpilip yerleşmiş, güvenli ve huzurlu Türkiye'nin ufku görülmüş, birlik ve uzlaşmanın alanı genişlemiştir' dedi.
Ana hedeflerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla oturması, emekleme döneminden çok kısa zaman içinden çıkarak olgunlaşma aşamasına geçmesi olduğunu belirten Bahçeli, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla oturması, emekleme döneminden çok kısa zaman içinden çıkarak olgunlaşma aşamasına geçmesi, ilaveten ülkemizin demokratik, sistemik ve hukuki zırhı olması ana hedefimizdir. Bu hedef için seferber edilecek anayasal, yasal ve idari imkanların saptanıp en verimli şekilde kullanılması, yeni sistemin karşısında duran çevrelerin olabildiğince yalnızlaştırılması beka düzeyinde önemlidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kökleşmesi, itibar ve inandırıcılığının genişlemesi maksadıyla belirlenecek milli stratejilere, siyasi ve hukuki eylem planlarına çok büyük ihtiyaç vardır ve ortadadır' diye konuştu.

'Sayın Kılıçdaroğlu, eğer biliyor ve inanıyorsa Cumhuriyet tarihinde bize tek bir tarafsız cumhurbaşkanı göstersin'
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım' sözlerini hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
'CHP'nin ucuz siyasi kafasına göre cumhurbaşkanı tarafsız olmalıymış. Yani partisiyle bağı kesilmeliymiş. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer biliyor ve inanıyorsa Cumhuriyet tarihinde bize tek bir tarafsız cumhurbaşkanı göstersin. Yüreği varsa, bilgi ve görgüsü yetiyorsa tek bir numune isimden bahsetsin. Devlet demek hukuk demektir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Bununla birlikte, taşıdığı ve işgal ettiği makam ve mevki ne olursa olsun her devlet ve siyaset adamı hukuka uymakla mükelleftir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle devlet hayatında fiili-hukuki uyumsuzluk ve uygunsuzluk devri sona ermiştir. Sahnenin önünde tarafsız, arkasında siyasi ve ideolojik saiklerle hareket eden cumhurbaşkanları dönemi kapanmıştır. Kim olursa olsun mühim olan cumhurbaşkanlığı sıfatını taşıyan değerli şahsiyetin görevinin yeter ve gerek şartlarını objektif esaslara muvafık, hukuki ve ahlaki kurallara riayet ederek icra etmesidir. Bugünkü hayat ve siyaset verileri ışığında diyebiliriz ki mutlak bir tarafsızlık akıl ve mantık ölçüleriyle çelişecek, eşyanın tabiatıyla ters düşecektir. Hz. Mevlana'nın 'Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün' tavsiye ve tembihi devlet hayatında 16 Nisan halkoylamasıyla hukukileşmiş, 9 Temmuz 2018'den itibaren de resmileşmiş ve tescillenmiştir.'
'Sayın Kılıçdaroğlu'nun kıvranması, huzursuz olması, keyfinin kaçması, kriz ayinine çıkması amaçsız ve çarpık siyaset hastalığıdır' diyen Bahçeli, 'Millet zillete rağmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni sevmiş, benimsemiş, geleceğini bu yeni sistemde görmüştür. Bor'un pazarı çoktan bitmiş, Niğde yolu görünmüştür. CHP Genel Başkanı, devşirilmiş ve döne döne çula çaputa dönmüş siyasi iplikçilerle eski sistemin özlemini duyarken, tenakuzlara batmaktan da kendisini kurtaramamaktadır. Aklıyla dili arasına kara kediler girdiğinden pot kırmanın yanında zor durumlara bodoslama düşmektedir. CHP Genel Başkanı'nın 5 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul'a yaptığı bir ziyaret esnasında gönlüne inen perdenin düşünme melekelerini de etkilediğine dinleyen herkes bizzat şahit olmuştur' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun 'Eski sisteme dönülmesiyle ilgili bir talebimiz olmadı. Eski sistemden zaten biz de şikâyetçiydik' sözlerini anımsatan Bahçeli, şöyle konuştu:
'Sayın Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının siyasi çap ve çeperini genişletip 'hıyarım var' diyen kim varsa tuz alıp koşmasından anlaşılan biraz ürkmüş, 'ne oluyoruz, nereye düştük' sorusunu zannederim kendisine sormaya başlamıştır. İstanbul'da sorulan bir soruyu şu ilginç ve her tarafa çekiştirilecek cevabı veren aynısıyla CHP Genel Başkanıdır. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'Eski sisteme dönülmesiyle ilgili bir talebimiz olmadı. Eski sistemden zaten biz de şikayetçiydik.' Madem rahatsızdın, bu kadar beyhude çırpınışa ne gerek vardı? Gül gibi geçinip gidiyordun, merhum Neşet Ertaş'ın dediği gibi, 'Nemize yetmiyor el kadar hasır' der dururdun. CHP Genel Başkanı şafak vakti başka, karanlık basınca başka konuşmaktadır. Yalan derseniz, çizmeyi aşmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu için bazen hüzünleniyorum, su alan teknesinin içinde ayağına geçirdiği dalış paletiyle yüzme hazırlığı yapmasını doğrusunu isterseniz hayretle takip ediyorum. HDP'nin Meclise ittiği, CHP'nin çekiştire çekiştire koltuklarına oturttuğu ipçilerin aklına bakıyorsa, elde olta su dolu bardakta balık avına çıkması bile neredeyse an meselesidir. İki ileri bir geri gide gide ya uçtuğuna inanarak bir uçurumdan kendisini boşluğa bırakacak ya da dolandığı iple Kandil'e tırmanıp bir mağara deliğinde başını yiyecektir. Demedi demesin, beni dinlesin, gidişat hayra alamet değildir. Sayın Kılıçdaroğlu için çember daralıyor, suyu ısınıyor, kader ağlarını dört bir koldan örüyor.'
'Eski sistemden şikayetçi olduğunu ileri süren CHP Genel Başkanı, burada dursa iyi, bununla yetinse tamam, fakat bir kere yama dikiş tutmayınca dil döndükçe dönüyor, kendisini yalancı çıkarıyor' ifadesini kullanan Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun sözlerine yer vererek, 'Konuşmasının başka bir yerinde diyor ki, 'Güçlü, liyakatli bir devlet yapısıyla parlamenter sistem isteriz', 'Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı, ben annemi çok özledim, bugün 23 Nisan.' CHP Genel Başkanı'nın hali pür melali aynen budur. Genel başkanından rol kapmak için durum ve fırsat gözleyen İstanbul'un yeni belediye başkanı da, boş zamanlarında makamına uğrarken, geri kalan zamanlarında üstüne vazife olmayan her şeyle uğraşmaktadır. İstanbul'u halletmiş olacak ki, Diyarbakır'a gitmek istediğini söyleyerek, 'Bu toplumu barıştırmamız lazım' sözleriyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Hatta dilinin altındaki baklayı çıkarmış ve şöyle konuşmuştur; 'Yarınlarda siyasette bir başka alanda başarı elde edebilir miyim sorusunun kriteri İstanbul'daki başarımdır.' Maksat hizmet değil, gizli ve adrese teslim hesaptır' ifadelerini aktardı.
Kılıçdaroğlu'nun tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a özlem duyduğunu söyleyen Bahçeli, 'Terörist Demirtaş hasreti ise bu şahısta günden güne kabarmaktadır. Herkes iyi bilmelidir ki, bu toplumda, bu millette, bu ülkede küslük, dargınlık, kırgınlık olmadığı için barış ve barıştırma söylemleri tehlikelidir, fitneyi selamlamaktır. Aynı zamanda şeytani bir üsluptur. Türk milleti asırlar boyunca var olagelmiş köklü bir kardeşliğin, kaderde, sevinçte, anıda, acıda bir ve beraber olmayı başarmış kuvvetli bir iradenin beşeri kıvanç ve onurudur. Bu kıvanç özenle korunacak, bu onur övgüyle yaşayacak ve yaşatılacaktır. Yeni sistem olmuştur. Yeni sistemin siyaset ve stratejisi el birliğiyle, güç birliğiyle Türk milletinin tamamını kucaklayacaktır. CHP'nin takoz koyma hevesleri ters tepecektir. Bilhassa vurgulamalıyım ki, 15 Temmuz bir milattı, bir kavşaktı. Biz Tanzimat döneminin hatalarına düşemezdik. Kaht-ı rical, yani devlet adamlığı eksikliği var diyerek boş bahanelere sığınamazdık. Tehditlere sırtımızı dönemezdik. Milli bekamıza pusu kuran alçaklarla gerekirse göz göze, gerekirse göğüs göğüse mücadele etmekten de korkamazdık, nitekim korkmadık, kaçmadık. Aynı yollardan geçerek farklı bir sonuca ulaşılacağını düşünemeyiz. Kendi içimizde bir olmazsak, iri olmazsak, diri kalmazsak bölünüp parçalanmamız katidir, kesindir. Leyleğin ömrü laklakla geçer, tıpkı zillete düşenler gibi. Bunu biliyoruz' dedi.

'HDP/PKK dersem siz İP'i anlayın, CHP dersem hemen Kandil'i aklınıza getirin'
CHP, HDP ve İYİ Parti'nin birbirlerini tam olarak bulduklarını kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:
'CHP, HDP, İP siyasi üçüzünün, birbirinin çıkar cüzü olan zillet sacayağının günleri iftira ve izansızlıkla pekişir, bunu da görüyoruz. Gafillerin evleri çökmüş, çatılarını gizlemeye çalışıyorlar. Alan almış, satan satmış, kimin kimi Meclis'i soktuğu alenileşmiştir. Artık söz bitmiş, ilişki, irtibat ve ittifaklar açığa çıkmıştır. Birbirlerini tam bulmuşlar, dibi yanık tencere yuvarlana yuvarlana küflü kapağıyla buluşmuştur. Birbirlerine kefil olmuşlar, nasılsa işleri yok şahit olurlar, paraları bol kefil olurlar, CHP-İP-HDP'ye söylüyorum, bozacıdan kefil istemişler, şıracıyı göstermiş. HDP/PKK dersem siz İP'i anlayın, CHP dersem hemen Kandil'i aklınıza getirin. Pensilvanya dersem hepsini birden gözünüzün önüne getirin, hatırınızda tutun. Doğru duvarın eğri gölgesi olmazmış, ama bunların doğru tek yanları yoktur. Ne yapsalar boştur, Türkiye'yi heba ettirmeyeceğiz. Türk vatanını hüsrana uğratmayacağız. Hodri meydan, bu vatan bölünmeyecek, bu devlet budanmayacak, bu bayrak buruşmayacak, bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, nitekim ezanı susturmaya hiçbir bozguncunun gücü yetmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin her karışında şehidimizin, şühedamızın aziz hatırası vardır. Şunu da biliriz ki, kahramanlık ruhun bedene karşı müstesna bir zaferidir. Ruhu olmayanların, vicdanı olmayanların, mensubiyeti olmayanların uydur kaydır kahramanlık hikâyeleri kurnaz tilkinin aç tavuğa darı ambarı daveti yapması kadar akıl tutulması, hezeyan turudur. Türk milleti kahramandır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı bu kahramanlığın ilelebet bayrak gibi dalgalanması hususunda Hakk'a, hakikate, halka, tarihe, şühedaya karşı son ferdine kadar sorumludur.'
Bahçeli, birinci yılını dolduran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin heyecanla kutladığını belirterek, 'Daha nice yıllar ve asırlarda var olmasını diliyor, milletime ve devletime ebedi saadet ve selametler temenni ediyorum' diye konuştu.
Türkiye'nin sistem tartışmalarını uzlaşmayla bağladığını, seçim süreçlerini huzurla tamamladığını ve esas gündem başlıklarını sırasıyla çözmek için harekete geçtiğini söyleyen Bahçeli, 'Türkiye sistem tartışmalarını uzlaşmayla bağlamış, seçim süreçlerini huzurla tamamlamış, esas gündem başlıklarını sırasıyla çözmek için harekete geçmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi bu süreçte Cumhur İttifakı'nın varlığını müdafaa ve hükümeti desteklemek için milli ve demokrasi mücadelesini inanmışlıkla sürdürecektir. Geçtiğimiz hafta 12 yıllık bir dava nihayete ermiştir. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi 235 sanıklı Ümraniye davasında tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermiştir. 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'de bir gecekonduda bulunduğu iddia edilen 27 el bombasıyla soruşturmalar başlatılmış, FETÖ'cülerin sahte delillerle suç imal etmeleri ve organize hukuk katliamlarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri maalesef hedef alınmıştı. Darbe hazırlığı yapan, darbeye niyetlenen, demokrasiye kast etmek için el ovuşturan kim varsa haklarında her türlü cezai takibatın yapılması elbette mecburidir. O tarihlerde sürekli ifademiz bu olmuştur. Ancak Ümraniye davasının ilerleyen safhalarında görülmüştür ki, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde alçak ve hain bir kurgu yapılmıştır' şeklinde konuştu.
Ümit ve beklentisinin gerçek darbe plancılarıyla masumların hiçbir şart altında yan yana getirilmemesi, bir ve aynı görülmemesi olduğunun altını çizen Bahçeli, 'Ümidim ve beklentim, gerçek darbe plancılarıyla masumların hiçbir şart altında yan yana getirilmemesi, bir ve aynı görülmemesidir. Kozmik odaya girmek için uydurulmuş sözde suikast iddialarından tutun da Balyoz davasına kadar pek çok hukuki süreç yıllar yılı devam etmiş, ülkemiz özel yetkili mahkemelerin tasallutu altına sokulmuştur. FETÖ'cülerin yargı ve hukuk alanındaki ihanetleri hazin mağduriyetlere ve haksız mahkûmiyetlere neden olmuştur. Türkiye'yi içten içe çürütmek için harekete geçen FETÖ'cü alçaklar şerefli Türk askerine kara çalmak, terörist yandaşlarına yer açmak için adeta saldırıya geçmişlerdir. Bu dönem geride kalmıştır. Duyarlı ve hassas olmamız gereken başlıca konu şudur; hiçbir kurum ve kuruluş milli iradenin önünde ve üstünde değildir. Devlet çarkı içindeki her kurum millete hukuk ölçüleri içinde ve verilmiş görevler çerçevesinde hizmet etmekle yükümlüdür. Bilhassa Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasıyla başlayan tartışmaların tehlikeli bir seviyeye ulaştığı, krizseverlerin, kaos bekçilerinin gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, siyaset alanında ortaya çıktıkları görülmektedir' ifadelerini kullandı.
Son zamanlarda gündemde olan Merkez Bankası Başkanı'nın görevinden ayrılması ve yerine başka bir atama yapılması konusunda Bahçeli, şöyle konuştu:
'Merkez Bankası Başkanı hükümet tarafından ataması yapılan bir bürokrattır. Hiçbir bürokrat imtiyazlı değildir. Görevini layıkıyla yapan kalır, yapamayan gider, devletteki işleyiş budur, böyle de olmalıdır. Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı'nı siper yapıp ekonomide felaket senaryosu yazanlar en hafif tabirle utanmasını kaybetmiş densizlerdir. Bir dönem Kemal Derviş'in emir eri gibi çalışan CHP'li malum ismin, Merkez Bankası'ndaki görev değişiminin bedeli ağır olacak demesi kendisi ve bürokratik mazisi gibi kara mizahtır. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı başka bir şey, başkanının kurumsal hedeflere ulaşamadığından dolayı hükümet tasarrufuyla görevden alınması başka bir şeydir. Merkez Bankası Başkanı ayrıcalıklı değildir. Fiyat istikrarı konusunda sorunlar varsa, enflasyonla mücadele tekliyorsa banka kendisini gözden geçirmek, politika enstrümanlarını ve ekonomik müdahale araçlarını sorgulamak durumundadır.'

'Onların hepsi gelsin, Allah'ın izniyle alayına yeteriz'
CHP'nin ganimet avına çıkmasının art niyetlilik olduğunu söyleyen Bahçeli, 'CHP'nin ganimet avına çıkması art niyetliliktir. CHP'li sözcüler dedikodu yapmak yerine şu sıralar moda haline gelen, cevabı da oldukça zor olan 'Yeni doğmuş, sütle beslenen sığır yavrusuna ne ad verilir?' sorusunun cevabını aramaya koyulmalıdırlar. Şıklar arasında bulunan 'oğlak, sıpa, kuzu, buzağı' seçeneklerinden birisini tercih edebilecekler, arzu ediyorlarsa telefon jokeri veya çift cevap haklarını da kullanabileceklerdir. Bize göre daha yararlı bir iş yapmış olacaklar, böylece zamanları da boşa geçmemiş sayılacaktır. CHP inkar etse de, Türkiye ekonomisi bugün çok cepheli bir kuşatma ve saldırı altındadır. Ekonomik tetikçiler, sermaye çeteleri, ulus ötesi şirket ve bankalar ekonomik operasyonun içindedir. Türkiye'de ise CHP'nin ve diğer zillet partilerinin bu operasyona mihmandarlık yapmaları adamlık değildir, millilik değildir, doğru değildir, siyaset hiç değildir. Biz tarafız, Türkiye'nin tarafındayız. Onların hepsi gelsin, Allah'ın izniyle alayına yeteriz, hepsinin hakkından ve üstesinden kesinlikle geliriz' dedi.

Dünya gündemi hakkında değerlendirme
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin özel danışmanının YPG/PKK ile masaya oturduğunu anımsatan Bahçeli, 'Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi geçtiğimiz hafta skandal bir görüşmeye sahne olmuştur. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin özel danışmanı olan bir zatın YPG/PKK'lı bir teröristle masaya oturması, sözde bir eylem planına bu teröristle imza atması tarifi olmayan bir alçalmadır. Türkiye söz konusu gelişme üzerine Birleşmiş Milletler makamları nezdinde derhal gerekli girişimlerde bulunmuştur. Birleşmiş Milletler'in bir terör örgütünü resmi muhatap kabul etmesi terörizmle mücadeleyi köstekleyecek, küresel adaleti ve insanlık vicdanını sukutu hayale uğratacaktır. Bir diğer skandal da PKK'lı bir teröristin Washington Post'ta karanlık makalesinin yayınlanmasıdır. Türk milleti kanlı ve kirli emel sahiplerinin ne yapmaya çalıştığını, hangi şer ve sinsi hazırlıklar içinde olduğunu gayet iyi bilmektedir. Hiçbir oyun Türkiye'yi tarihsel hak ve tezlerinden caydıramayacaktır. Hiçbir tezgah ve tuzak Türk milletine boyun eğdiremeyecektir. İşte görüyorsunuz, son günlerde devamlı ülkemizi tehdit eden topal ördek Çipras sandıkta layığını bulmuş ve pılısını pırtısını toplayarak iktidardan göçüp gitmiştir. Unutulmasın ki, öfke akıldan büyük olursa varılacak yer pişmanlıktır. Yunanistan'da seçimi kazanan parti ve liderinin Türkiye'yle ilişkilerinin nasıl olacağını, Doğu Akdeniz ve Ege'deki gerilimlerin hangi boyutlara ulaşacağını zaman içinde net olarak görmek mümkün hale gelecektir. Biz sabırlıyız, ama ayağımıza basanın da dalını kırarız. Sinir uçlarımıza dokunan olursa alınlarını karışlarız, sınırlarımızı zorlayan çıkarsa Osmanlı şamarını indiririz. Biz Türkiye'yiz, biz onuruna düşkün, bağımsızlığına vurgun büyük Türk milletiyiz' ifadelerini kullandı.