Samsun'a gelmeyin

Samsun'a gelmeyin

Mustafa Bilik'in kaleminden 'Samsun'a gelmeyin'

Geçen yazımda da değinmiştim üstüne cuk oturdu

Bir önceki yazımı takip edenler hatırlayacaktır. Samsun yaylalarının Doğu Karadeniz yaylalarından ne eksiği var? Diye sormuş ve cevabını da kendim vermiştim. Keşke haksız çıksaydım. Bu kadar mı denk gelir?
Bafra, 24-28 Temmuz 2019 tarihleri arasında 3.sü düzenlenecek olan Kapıkaya Fest – Doğa Sporları ve Kültür Festivali’ne bir kez daha ev sahipliği yapacak.
Uluslararası düzeyde gerçekleşecek olan Kapıkayafest ‘e geçtiğimiz yıl 50 bin kişi katılmıştı.
Ben de Haziran ayı ile birlikte leyleği havada gören bir kişi olarak geçen yıl ki festivalde yerimi aldım. Hem de en zirvede kamp kurarak işin tam ortasında. İzlenimlerimi paylaşayım önce;
Uluslararası düzeyde sporcu ve ziyaretçilerle birlikte güzel bir atmosfere sahip olan bu festivalde, hem ücretli hem de ücretsiz birçok aktivite bulunuyor.
Tekne turları, bisiklet turları, şelale gezileri, paintball, trekking, kaya tırmanışı, dağcılık, kano ve tandem uçuşlar gibi birçok spor ve gezi etkinliğine katılmak mümkün.
Festival alanına ulaşmak veya festivalden dönmek içinse hem Samsun’dan hem de Bafra’dan kalkan ücretsiz servisler mevcut.
Hem kamp alanında hem de festival alanında birçok yiyecek ve içecek standının bulunduğu organizasyonunda internet sitesi üzerinden festival için özel oluşturulan kamp alanına kayıt yaptırırsanız, ücretsiz olarak günde 3 öğün yemek imkanından da faydalanabiliyorsunuz.
SORUN DA TAM OLARAK BURADAN BAŞLIYOR
Doğu Karadeniz’deki turizmin canlanmasına rağmen aynı yaylalara ve coğrafi güzelliklere sahip Samsun’da yayla turizminin kısır kalmasını da ben bu anlayışa bağlıyorum işte.
Samsun böyle bir organizasyonu düzenleyip insanlara sakın buraya gelmeyin diyebilen bir şehir. Evet yanlış anlamadınız.
24-28 Temmuz 2019 tarihleri arasında yapılacak olan Kapıkayafest’in internet sitesine girin ilk başta karşılaşacağınız durum şu: “Kamp alanımız dolmuştur”


Şimdi ben geçen seneden tecrübeli bir insan olarak kast edilenin ücretsiz olarak günde 3 öğün yemek imkanı sunulan ve uluslararası sporcular için düzenlenen kamp alanı için olduğunu biliyorum.
Ya da Kapıkaya yoluna çıkmadan Kızılırmak kenarında vatandaşlar için oluşturulan ve tam bir panayır yerine dönüşen alan için doluluk olabilir.
Ama başkaları bu güzelliklerle dolu Kapıkaya denilen bölgede bir çok güzel kamp alanının mevcut olduğunu nasıl bilecek? “Kamp alanımız dolmuştur” denildiğinde ‘tüh demek ki çadır kurulacak yer kalmadı. Madem gitmeyelim’ diye düşünmez mi?
İnsanları baştan korkutmanın ne alemi var? Çadır kuracak kampçılara en baştan Kapıkaya zirvesine giden yolda hiçbir yer yokmuş gibi izlenim vermek doğru mu?
Birçok sosyal medya ve blog adresi üzerinden kampçıları ve gezginleri takip ediyorum. ‘Kapıkaya’da yer kalmamış o yüzden güzergahtan çıkardık’ diyen ve inanın Samsun’un tanıtımına inanılmaz katkı verebilecek olan gezginler var ki. Ama yer kalmadı gelmeyin diyerek bunları kaçırıyoruz. Bu insanlar emin olun en büyük reklam bütçeleri ile yapacağınız tanıtımlardan fazlasını yapabilecek nitelikteler. Çok ciddi takipçileri var.
Size bir örnek vereyim:
23 - 25 Haziran 2019 tarihlerinde, Summer Fancy Food Show New York kapsamında New York'ta yaşayan başarılı üç sosyal medya içerik üreticisi, @eatingnyc, @nyc ve @noleftovers, Turkish Tastes teması altında Türkiye'den katılan markalar ile Türk ürünlerini keşfettikleri bir yolculuğa çıktılar.
Etkinlik kapsamında fuara katılıp organik zeytinyağı, bulgur, kuru meyve, kabuklu yemiş ve çikolata gibi ürünleri birinci elden deneyen Influencer'lar, New York'ta bulunan iki ayrı Türk restoranında ağırlanarak Türk mutfağı hakkındaki fikirlerini de takipçi kitleleriyle paylaştılar. Toplamda üç gün süren kampanya, hem Amerika pazarında Türk ürünlerine karşı olan ilginin arttırılmasına hem de dijital kanaat önderleri sayesinde Türk ürünlerine dair olan algının pekiştirilmesine oldukça güçlü bir katkı sağladı.
Dağda yer mi bitti? Rezervasyon oluşturulmasına göre yeni kamp alanları ekleyemiyorsanız eğer hiçbir zaman Samsun, Doğu Karadeniz’in turizmden aldığı payı da alamayacaktır. Siz de bunu baştan kabullenmişsinizdir. Kamp tecrübelerime dayanarak işin basitliğini anlatmak da isterim. Seyyar derme çatma da olsa suyu olan bir WC – su – elektrik ve bir alanın etrafını şeritle çevirmek. Yemek ihtiyacını sizin karşılamanıza asla gerek yok. Hatta orada oluşturulacak satış stantları için de daha iyi bu.
Siz hiç Doğu Karadeniz’in Ayder’in kapasite dolmuştur diye bir şey gördünüz mü?
İnanın oralardaki bir günlük kalabalık Samsun’un tamamında yok. Uzungöl’e hafta sonu girmeye çalışırsanız birkaç kilometre uzayan araç kuyruğu ile karşılaşırsınız. Buna rağmen kimse size ‘Uzungöl doldu’ demez.
Araplar akın akın geliyor bu yaylalara. Doğu Karadeniz’de bir tek pokut yaylasında muhtarlık tarafından alınan bazı yasaklar var. Ateş yakmak çadır kurmak yasaktır vs. Onu da orman kenarında çadırınızı kurarak aşıyorsunuz.
Herkes kendi karnını da kendi imkanları ile doyuruyor zaten.
Yapmanız gereken ‘yerimiz dolmuştur’ demek değil. ‘festivalimize herkesi bekliyoruz’ demektir.
Hatta bu festivali geçtiğimiz aylarda Arabian Travel Market Dubai 2019 – Dubai Uluslararası Turizm Fuarı’nda duyurmamız bile gerekirdi. Dubai Ortadoğu’nun en büyük fuarı. Dünyadaki bütün seyahat acentalarının, otellerin ve turizm şirketlerinin buluştuğu bir yer. 2019 turizm sezonunun tüm satış ve pazarlaması bu fuarda oluyor. Dolayısı ile Türkiye’ye gelecek Ortadoğulu turist orada belli oluyor. Dubai fuarında TÜRSAB tanıtım standı açmıştı. Yapılacağı tarih bu fuardan önce belli olan Samsun için böylesine önemli bir festival tanıtıldı mı?
Araplar çadırda da kalmaz. Doğu Karadeniz’de olduğu gibi otelleri doldurur festival günü kiralık jeep aracı ile gelirdi festival alanına. Sonrası ver elini Ayvacık ve Vezirköprü.
Dikkat ettiğim bir başka noktada bu. Araplar uçakla Trabzon’a direk olan seferler sayesinde geliyor. Tek tip marka ve model 61 plakalı 4x4 araçları kiralayıp gezebilecekleri her yaylayı ve dağı geziyorlar. Bir tek beklentileri var. Yolu bulabilecekleri argümanların düzgün hazırlanıp kendilerinin haberdar edilmeleri.
Öyle ki Trabzon’a yakınlığı sayesinde Arap turizminden Türkiye’de en fazla faydalanan şehir Rize’dir. Araplar aslında Rize’ye daha çok hayranlık duyuyor çünkü Doğu Karadeniz’in en güzel yaylaları Kaçkar dağlarının eteğindeki Rize ili sınırları içerisinde bulunuyor. Sonrasında sırasıyla Giresun ve Ordu son yıllarda Arap turizmi ile tanışıp kaynaşmaya başladı. Onlar da Trabzon’a yapılan direk uçak seferlerinin sefasını sürüyor. Neticede Araplar uçakla Trabzon’a geliyor diye her sene aynı yerleri gezecek değiller. ‘Bu sene de Trabzon’un yakınında şurası varmış orayı görelim deyip’ çevre illeri gezebiliyorlar. Ama Samsun sokaklarında tek görebildiğiniz Arap, ya Suriyeli ya Iraklı.
Geçen yazdıklarımda keşke haklı çıkmasam ama Samsun’da her imkan var. Eksiklik sadece anlayış ve bakış açısında.