Uzm. Psk. Gamze BİROL

Çocuğumu ne zaman Psikoloğa götürmeliyim ?

Uzm. Psk. Gamze BİROL

Gelişimde gecikme, aile içi zorluklar, okul sorunları...

Bir çoçuğun ve ebeveynlerini psikoloğun terapi odasında olmalarına neden olacak sebepler çoktur.

Psikolojik destek ihtiyacı duyduğumuzun sinyalleri nelerdir ? Ihtiyaç duyulduğunda hangi uzmana gidilmeli? Çocuk psikoterapisinden neler beklenilmeli ?

Şimdi , çoçuğunuzun psikoloğa ihtiyaç duyup duymadığı ile ilgili sorulması gereken bazı soruları ele alacağız.

Son yıllarda çocuk gelişimi hakkında toplumun ve ebeveynlerin bilinçlenmeleri ile, çocuklarını psikoloğa götüren aileler çoğalmakta.

Özellikle toplum düzeyinde yaşanan değişiklikler, yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuş durumda. Boşanan anne-babaların çoğalması psikolojik desteğe ihtiyaç duyan aile ve çocukların sayıları gün geçtikçe artmaktadır...

Ergenlerin hayatlarındaki değişiklikler ve güncel yaşamlarındaki risk faktörleri, alkol bağımlılığı, madde kullanımı veya depresyon gibi ergeni ilgilendiren durumlar ailelerin psikoloğa başvurmalarında büyük rol oynamaktadır.

Ebeveynlerin çocukları hakkında var olan korku ve tedirginliklerini de göz önünde bulundurduğumuzda ; çocuklarının otizm olduğunu veya üstün zekalı olduğunu düşünen anne babalarla çok fazla karşılaşıyoruz.

Neden bir terapiste danışmalı ?

Ailelerin yardım istedikleri konular ve nedenler çeşitli ve sayısız olduğu için burada listelemek imkansızdir. Birçok durumda, ebeveynleri endişelendiren ve çocuklarının psikolojik gelişimlerini sorgulamalarına sebep olan çocukların yansıttığı belirtiler (uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, korkular, üzüntü...) ebeveynlerin psikologdan yardım almalarına yol açmaktadır.

Aslında, çocuk ve ebeveyler tarafından rahatsız edici herhangi bir durum veya bir zorluk hissedildiğinde, herşey danışmak için bir neden haline gelebilmektedir.

Birkaç gün önce, bir anne ikinci çoçuğunun dünyaya gelmesiyle birlikte ilk çoçuğunun davranışlarının değiştiğini ve agresifleştiğini anlattı. Bu örnek kardeş kıskançlığı vakasıdır, ailenin 2 aylık bebeklerinin ve ilk çocuklarının sağlıklı bir gelişim takip edebilmeleri için ne yapmaları konusunda tavsiyelerde bulundum. Burada önemli olan hem çocuğu anlamak hem ona bu zorlu süreçte yardımcı olmaktır. Her çoçuğun psikolojik ihtiyacı farklıdır. Ona en uygun sözel ve davranışsal bir yaklaşımda bulunmak gerekir.

İlk bakışta basit görünebilecek bir neden, genellikle ortaya çıkacak gerçek bir problem gizlemektedir. Aile terapiste tedavi / destek talebiyle geldiğinde kendilerine ve yaşadıkları probleme uygun bir psikoterapi sürecini birlikte yapılandırıp karar veriyoruz.

Bununla birlikte, çocukluktaki farklı yaşlara göre, psikolojik takip ve desteğe ihtiyaç duyulan en sık sebepleri oluşturmak mümkündür:

- 3 yaş öncesi, ebeveynler arasında büyük korkuya neden olan gelişimsel gecikmeler (yürüme öğrenimi, dil, konuşma, kelime telafuzu), uyku bozuklukları ve otizm şüpheleri ile ilgilidir.

- 3 yaş sonrası süreçte ve anaokuluna başladıktan sonra, anne-babadan ayrılık kaygısı yaşayan, okulda konsantre olamayan ya da sosyalleşmeyle ilgili sorunlar (Örneğin başka çocukları ısırması ya da diğer çocukları vurması gibi) yaşayan çocuklar görülebilir. İlkokula başlama dönemi büyük önem tasir, okullaşma sorunlarının (disleksi, ileri zeka, hiperaktivite ...) ortaya çıkması gözlemlenmektedir.

- 5. ve 6. Sınıfa gelindiğinde, özellikle olgunluk sorunları yaşanmaktadır, ev ödevlerini tek başına yapmayı başaramayan ya da orta okula uyum sağlamada güçlük çeken çocuklar. Ayrıca, herhangi bir nedenden ötürü başka ögrencilerin alay konusu olup olup veya olumsuz davranışlarına maruz kalan çocuklar psikoterapi desteği alabilirler.

- 8. ve 9. Sınıf öğrencileri, ergenlikle ilgili sorunların açıkça yaşandığı bir yaş aralığıdır (kendine zarar verme davranışları, anoreksi, bulimiya, madde/ oyun bağımlılığı, kimlik arayışı, ani öfke krizleri, anne-baba ile çatışma süreçleri, cinsel kimlik arayışı...).

- Son olarak, kilit dönem, lise dönemi esnasinda ergenin meslek seçimi ve üniversite sinavina hazirlanmasi yogun ve zor bir süreç olarak gözlemlenirken verimli çalışma teknikleri öğrenmek veya odaklanma problemi yaşadıkları için yardım alabilmektedirler.

Genel olarak, aile, hoşgörü sınırına ulaştığında tepki vermesi gerektiğini fark eder. Endişe düzeyi ve onunla birlikte yaşanan zorluklar bütün aile için gerçek sonuçlar doğurmaya başladığında, ebeveynlerin destek almaları gerekmektedir.

10. Sınıfa giden oğlunun iddaa oyunu oynadığını öğrenen anne-baba, karşı i oldukları bu davranış karşısında da nasıl tepki vermeleri gerektiğini ve bu alışkanlığın bir bağımlılık haline gelmemesi için bana başvurduklarında, çocukları ile birlikte evde bu konunun açık bir şekilde konuşulması daha sonra aile terapisinde çocukla birlikte gelmeleri tavsiyesinde bulundum.

Buradaki psikolojik desteğin amacı sağlıklı bir anlatım ve bu davranışın altında yatan nedenleri araştırarak çocuğun hayatında davranışın tekrarlanmamasını sağlamaktır.

Burada ebeveynlerin başvuru amacı, yanlış bir davranış sergilemekten kaçınmak, nasıl tepki verilmesi gerektiği konusunda yönlendirilme ve çocuklarının bu davranışı tekrar etmemesi için psikolojik destek ile tedbir alma isteğidir.

Aile ile terapötik ittifak halinde olmadan bir çocuğun psikoterapisini üstlenmek imkansızdır. Çocuk terapisi ile yetişkin terapisi arasındaki farkı yaratan ilk husustur. Ebeveynlerle gerçekleşen görüşmeler, görüşme esnasında ki tutumları, terapistin çoçuğu daha iyi anlaması için gerekli bilgilerdir. Çocukla gerçekleşen seans esnasında anne-baba terapi odasında bulunmasalar bile ailelerin çocukları hakkında gözlemleri, düşünceleri büyük önem taşımaktadır.

Buna ek olarak, bir çocuk veya ergen ile çalışma teknikleri aynı değildir çocuklarla gerçekleştirdiğimiz seanslarda resim analizi, oyun terapisi, veya müzik gibi arabuluculuk araçları sıklıkla kullanılır.

Psikoterapi süreci, karşılaşılan probleme bağlı olarak çok değişken olabilir. Bazen ilk görüşmede var olan bir şikayeti ele aldığımızda bu durumun bir sonraki randevuda biraz daha iyileştiğini ve bir değişiklik olduğunu kaydedebiliyoruz.

Çocukların yalnızca kriz aşamasında getirilmesi iyileşme değiş geçiştirme sağladığını belirtmemizde fayda vardir. Var olan bir problemi çocuğun ve ailenin hayatindan tamamen silmemiz için seanslara düzenli gelinmesi ve çocugun zihinsel ve davranisal boyutunun takip edilmesi gerekmektedir.

Bazi ebeveynlerin beklentileri bazen gerçekçi degildir. Çoğu, bir mucize bekleyisi ve sorunlarına son derece hızlı bir çözüm bulmak istemektedirler. Kısacası çocuklarini istedikleri hale dönüştürme beklentileriyle karşılaşabiliyoruz. Ancak bu o kadar basit ve her şeyden önce psikologların görevi değildir. Herkesin beklentilerini değerlendirmek için terapistler, duygularını ve izlenimlerini ifade edebilmek için düzenli olarak ebeveynleri ile görüşürler.

Ve örneğin, sonuç eksikliği yüzünden çok hayal kırıklığına uğradıklarını söylediklerinde, onlara psikolojik bir bozukluğun evriminin zaman aldığını ve bazen değerlendirilmesi güç olabileceğini hatırlatmamızda fayda vardır.

Bu nedenle, bir çocuk, okula gitmeyi reddederken, okula geri dönmeyi kabul etmesi mutlaka daha iyi olduğu ya da tam tersi olduğu düsüncesi geçerli değildir.

Kendinize soru sormaya hazır olmanız, başarılı bir psikoterapi sürecinin anahtarıdır, bu süreç çocuğunuzun yaşayabileceği olası psikolojik bir sorunu aşmanıza yardımcı olacak olumlu bir davranıştır.

Uzm. Klinik Psikolog Gamze Birol