Prof. Dr. Sevgi Soylu KOYUNCUOKU

Resim Yarışmaları

Prof. Dr. Sevgi Soylu KOYUNCUOKU

15 yıldır başkanlığını yaptığım Çarşı Mağazası Resim Yarışması ve iki yıldır yürüttüğüm Bulvar Avm Resim Yarışması Jüri başkanlığı ve bu zamana kadar katıldığım birçok resim yarışmaları bende, çocuk resimleri üzerinde düşünmek için epey bir pratik deneyim oluşturdu.

Her yıl incelediğim üç bine yakın çocuk resimleri, katılan çocuklara, eğitimcilere ve ailelerine resim yarışması sürecini ve yarışmada sıklıkla gördüğümüz müdahale konusunu, amaçlarımız ve beklentilerimizi anlatmak ihtiyacı doğurdu.

Neden en güzel görünen resimler eleniyor ve neden çok daha etkileyici resimler yerine, anlatımı basit ve kompozisyonda çarpıcı olamayan resimler ödül alıyor. Yarışma sergisine gelen velilerden duyduğumuz “ama bu resim birinciden daha iyi neden sadece sergileniyor?” Soruları bu konu üzerinde bir yazı kaleme dökmeyi hakediyor.

Sondan söyleyeceğimizi baştan söyleyelim. Yarışmalarda özendirmek istediğimiz şey özgün, çocuğun ruh dünyasına ait, kendi düşünce ve el becerisine ait işleri öne çıkarmak. Düşüncesini verilen bir yüzey üzerinde tüm alanı kullanarak serbestçe anlatmasını sağlamaktır.

Bu anlamda gelen resimlere baktığımızda en çok dikkatimizi çeken şey çok farklı teknik ve anlatımla karşımıza çıkan çalışmaların başta çok etkileyici olduğudur.

Birçok resimde, figürlerin yorumlanması yaşının çok üzerinde bir olgunlukta ve renklerin kağıt üzerinde uyumu ve kağıt seçimi çok profesyonel oluyor. Doğal olarak böyle bir öğrenciyle karşılaştığımızda heyecan duyuyor, hemen daha dikkatli incelemeye başlıyoruz. Örneğin bir çocuğun yaptığı bir kuş figürü o zamana kadar gördüğümüz naif kuş figürlerinin yanında hemen kendini belli edecek derecede  öne çıkıyor. Çocuğun yorumunda bu kuş ustalığını diğer figürlerinde de aramaya başlıyoruz. Resimde ahtapotlar, fantastik bir atmosfer  bunu tamamlayan renklerin uyumu herşey çok etkileyici ve diğerlerine göre üstün bir anlatımı var. Kağıdı öne çıkarıyoruz. İncelediğimiz diğer resimlerde bu etkileyici resmin türevleriyle karşılaştığımızda şaşkınlaşıyoruz.  Okullar ayrı, ders öğretmenleri ayrı ama en az yirmi çocuğun resimleri birbirine çok yakın. Kuşu ve diğer figürleri stilize etmeleri, tercih ettikleri renkler çok yakın.

Malzeme mumlu pastel ve akışkan sulu boya, kağıtlar koyu renkli karton ve kompozisyonu parçalara böldüğünüzde, bölünen her bir parça halen inanılmaz ayrıntılarla dolu, boyanın sürülme metotları büyük benzerlik gösteriyor. Kompozisyonda ufak tefek farklılıklar var. Resimlerin arkasındaki öğretmen telefonlarından okulları ve öğretmenlerini arayarak, bu benzerlikleri, çocuğun aşamalarının nasıl gerçekleştiğini devamlı sorarız. Saptadığımız durum şudur. Çocuklar resim kurslarına gidiyorlar ve aynı kurslardan arkadaşlar. Her resim kursu neredeyse kendi stilini yaratmış. On beşinci yılın sonunda bir yarışma resmine  baktığımızda  gelebileceği kurs hakkında isim verebilecek hale geldik.

Bu şu demek oluyor. İster birbirlerinin resimlerine bakarak olsun, ister boyaların cazibesine ve öğretmenin gösterdiği teknikleri uygulamada  aynı adımları atarak tekrar yöntemiyle çizmiş olsunlar çocukların resimleri birbirlerinin türevleri, özgün olmayan yüksek etkileşimli, artık çocuk resmi mi yetişkin etkileşimli büyük resmi mi belli olamayan bir çizgiye gelmişler.

Bazen bu  tür resimlerin büyük ödüller de aldığını duyuyorum. Örneğin a kursundan  1 kişi yurtdışında güzel bir ödül almış. Aynı kursta olan diğer öğrenciler de hep birlikte aynı resim yarışmasına katılsa jüri bizdeki şaşkınlığın aynısını yaşayacaktır diye düşünüyorum. Çünkü her çocuğun kendine özgü bir çizgisi, duygusal anlatımı vardır. Eğer hepsi birbirine çok yakınsa bu sefer jüri aynı resimlerle sadece isim farklılığı olan bu resimlere ödül veremeyecektir.

Bunun yanında internet kolaycılığıyla karşılaşıyoruz. Yapmak istediği bir resim için figürleri kendisi oluşturmayıp hazır resimlerden kopya kağıdı yardımıyla başkasının çizdiği bir kahramanı aynen geçirenler de oluyor. Büyük kardeş müdahaleleri de oluyor, kendisi çizerken bir kısım yerde başkasına çizdirdiği resimler de…

Resim yarışmasının amacı çocuklara  öncelikle neşeli ve güzel vakit geçirtmektir. Yeni teknikler öğrenmelerine olanak sağlayıp, düşüncelerini renklerle anlatmanın hazzını yaşatmaktır. Konu, çocuğun odaklanacağı yeri belirlemek ve sınırlandırılmış bir konuda net verilerle düşünüp, işini kolaylaştırmak içindir. Malzeme çeşitliği çocuğa kendini en iyi hissettiği boya çeşidi ile ifade etmesini tercih etmesi içindir. Bazı çocuklar keçeli kalemler dışında hiçbir malzemeyi kullanmayı sevmiyor mesela. Neden diye sorulduğunda rengin en güçlü ortaya çıktığı malzeme olduğunu belirtiyorlar.

Çocuklardan beklenen verilen konu doğrultusunda hangi teknik ve malzemeyle resim yapacağına ve nasıl bir kompozisyon kurgulayacağına karar vermesidir. Yapılacak yardım ise ancak rehberlik niteliğinde olmalıdır. Mesela daha çok konuşturulabilir çocuk. Ne düşündüğü ve neler düşünmesi gerektiği üzerinde durulabilinir. Boya seçimlerinde neleri tercih edebileceği anlatılabilir. Örneğin bir gökyüzünü kuruboya yerine suluboya ile daha rahat anlatacağı ifade edilebilir. Yarışmaların ödül törenlerinde, sadece derece alanlar değil aynı zamanda derece almaya çok yakın diğer işlerin de sergilemesi yapılıyor. Samsun AKM ve PERA sanatta düzenlenen büyük sergilerin amacı biraz da, daha çok katılımcıyla buluşmak, onlarla birebir temaslarda bulunarak akıllarında oluşan sorulara cevap verebilmek içindir.

Yazmak gibi çizmek de bir anlatım biçimidir. Yazmaktan önce çizen çocuk için resim kendini anlatmakta en büyük araçtır. Resimlerinin bir dili vardır. En çok kimi sevdiğini anlatır (hiyerarşik özelliği) korkularını anlatır, kimseye anlatamadığı psikolojik dünyasını anlatır, psikologlar çocukları resimleriyle görmek ister, kullandığı renklere alan içinde resmin yerleştirilmesine bakar çocuğun ruhunu anlamaya çalışır.  Eğer resimler birbirine çok benzerse, çocukların kendi izleri silinir, baktığınız resimlerden okuyamazsınız çocuklarınızı, anlayamazsınız duygularını, korkularını, sevgilerini çığlık çığlığa söylemek istediklerini…

Bizim de yapmak istediğimiz çocuğu cesaretlendirip resim yoluyla kendini anlatmasına yardım etmek, sesini duymaktır.

Aslında yetişkinlerlebu resimlerin anlattıkları üzerine konuşabileceğimiz bir toplantı ne güzel olurdu…

 Çünkü;Bize yazdıkları  bu renkli mektuplar hala okunmak üzere muhatabını bekliyor.

Resimler: Duru KOYUNCU