Melike Merve ÇETİNKAYA

Kadınım… Hak’lıyım…

Melike Merve ÇETİNKAYA

İnsan hakları, kadın erkek ayrımı yapmaksızın her iki cinsi de koruma altına almaktadır. Ancak;kadının insan hakkı kavramına ihtiyaç duymamız, hak ihlalinin sadece kadın olunmasından kaynaklı olmasındandır.

Aile içi şiddet veya töre cinayeti denildiğinde, şiddete maruz kalan veya öldürülen kişinin erkek olduğunu kimse düşünmez “Haydi Kızlar Okula!” sloganıyla yapılan okul kampanyalarının sebebi kız çocuklarının eğitim hakkının engellenmesindendir. “Zorla ve küçük yaşta evlendirme” denildiğinde kimsenin aklına yaşlı bir kadınla evlendirilen bir erkek çocuğu gelmez. ‘Aile içi şiddet’ denildiğinde mağdur olan çoğunlukla kadındır, “Eşit işe eşit ücret” talebinde bulunan, eşit işe eşit ücret alamayan işçi kadındır…

Geride bıraktığımız 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nün tarihçesi de hazin bir şekilde sonuçlanan kadın mücadelesine dayanmaktadır.

8 Mart 1957’ de Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde yaklaşık 40 bin kadın işçi “eşit işe eşit ücret” talebiyle cinsiyet ayrımcılığına son verilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için greve başlamış; polis müdahalesi ile karşılaşan kadın işçiler barikatlarla fabrikaya kıstırılmış, 129’u çıkan yangında can vermiştir. Kadın işçiler anısına 8 Mart tarihi Dünya Kadınlar Günü olarak anılmaya başlanmıştır.

8 Mart, kadınların bir araya gelip seslerini yükselttiği, kadın hakları ihlallerine yönelik farkındalık yaratarak faaliyetlerde bulundukları bir fırsat günüdür. Peki bugünün ertesi gününde ne olacak? 8 Mart’ ta verilen çiçekler 9 Mart’ ta solacak mı?

Tüm mücadele, çiçeklerin solmayacağına olan inancın ve umudun bitmeyişindendir.

………………………

“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun bir organı faaliyette bulunurken diğer bir organı işlemezse o sosyal toplum felçlidir. ’Mustafa Kemal ATATÜRK

Kadınların birçok hakkının erkek egemen bir toplum tarafından elinden alınması nedeni ile Atatürk, kadın haklarına ilişkin önemli devrimler yapmıştır. Kadın ve erkeğe eşit haklar sunarak toplum içinde yerlerini almalarını sağlamıştır. Atatürk için kadın hakları, toplumun çağdaşlaşma süreci için bir zorunluluktur.

Atatürk devrimleri ile birçok batı ülkesinden önce kadınlara; 1930 yılında belediye seçimlerine katılma, 1934 yılında ise milletvekili seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır. 80 yıl öncesine ait bu öncü adımların karşılığı ne yazık günümüzde alınamamıştır.

Kadınların en büyük sorunu şiddet, işsizlik ve eğitimsizliktir. Kadınlar tacize uğramaktadır, öldürülmektedir, darp edilmektedir,  çalıştırılmamakta, istihdam edene ise iş yerinde mobbing uygulanmaktadır, kadınların eğitim hayatı kısa sürmekte, küçük yaşta evlendirilmektedir ve ne yazık kadına yönelik her türlü şiddetin önüne geçilememektedir. Kadın için hayat zordur…

Hayatı zorlaştıran, kadın haklarına yönelik yetersiz tedbirler, uygulamadaki aksaklıklar, yasalardaki boşluklar ve en önemlisi eğitimsizliktir. Kadının da erkeğin de eğitilmesi gerekmektedir. Bu eksiklikler giderilmediği müddetçe kadınlar savunmasız kalacaktır.

Av. Melike Merve Çetinkaya