Yücel Alkan

Acı Kahve

Yücel Alkan

 

 

Geçenlerde bir muhabbet ortamında bahsi geçmişti. Bizim her deplasman maçımız ortada. Hiçbir maç için ‘3 puan cepte’ gibi bir tabir kullanamayız. Maç günü performansımız, deplasmanlarda alacağımız puanları belirleyecek. İnegölspor maçı da bu görüşümüzü doğrular nitelikteydi.

 

Kritik İnegölspor deplasmanından zor da olsa 3 puan çıkarmasını bildik. Ancak sahadaki futbol ve oyuncularımızın performansı bizleri tatmin etmedi, gelecek adına iyi sinyaller vermedi. Aldığımız galibiyeti orta şekerli bir kahve ile keyiflendirmek varken acı bir kahve içmiş gibi olduk.

 

İrfan Hoca hazırlık kampı döneminde yaptığı basın açıklamasında üst liglerden herhangi bir takımla hazırlık maçı yapmayacağımızı söylemişti. Nedenini açıkladığında ise hepimiz hak vermiştik. Şampiyonluğa oynayacak bir ekiptik ve bize gelen kapanacaktı. Kendimizi kapanan takımlara karşı hazırlamalıydık. Geride kalan haftalara baktığımız zaman İrfan Hoca ve yardımcılarının kağıt üzerinde yaptıkları bu harika tespiti maalesef sahaya yansıtamadıklarını görüyoruz.

 

Sene başından beri orta alanı kalabalık tutan her takım oyun kurmamızı engelledi. Neredeyse hiçbir maçta orta alanı verimli kullanamadık. Hal böyle olunca oyunu kanatlara yaymaya çalıştık ancak elimizdeki tüm kanat oyuncularının verimsizliği de elimizi kolumuzu bağladı. Ligin neredeyse üçte birini geride bıraktık ancak hâlâ hızlı ve organize hücum yapma ve oyunu 3. bölgeye taşıma noktasında sıkıntılarımız var. Daha da kötüsü İrfan Hoca farklı oyunculara şans verme yoluna gitse de sorunu çözme konusunda çok fazla yol alabilmiş değiliz.

 

İrfan Hoca’yı çok kritik bir sınav bekliyor. Geçen sene Taner Taşkın ve İsmet Taşdemir bu sınavı kaybetti. İlyas, Samet ve Bahattin’in sahada olduğu anlarda eksik oynuyoruz. Mevzu bahis bu futbolcuların yetenekleri değil. Bu lig sahada lakayt hareketleri, miskin miskin gezinmeyi, vurdumduymaz tavırları kaldırmıyor. Bunu, geçen sene şampiyonluğu kaçırarak çok acı tecrübe ettik. Öyle maçın 20 dakikasında sahneye çıkıp geri kalanında sahada gezerek bir yere varılmıyor.  Ayrıca golden sonra camia tarafından yanlış anlaşılacak hareketler yapmak, triplere girmek de taraftarların acısına tuz basmak gibi oluyor. İşin daha korkunç boyutu şu: Her maç on birde maça başlayan bir isim, yedek kulübesine oturtulduğu zaman kendisine çeki düzen verir, toparlanır. Bir sonraki maçta istekli ve yırtıcı bir futbol sergiler. Ancak bahsettiğim üç oyuncuda tam tersi bir etki meydana geldi. Özellikle de Samet, maalesef performansında ciddi bir düşüş var. Bu konuda sözü daha fazla uzatmak istemiyorum;hiç kimse kendisini Atatürklü armadan, bu camiadan üstün göremez.Biz bu forma altında Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası görmüş isimleri izledik. Bu kadroda hiç kimse vazgeçilmez değil, olmamalı da. Teknik heyet ve yönetimin bu konuda gerekeni yapacağını umuyorum. Yoksa geçen senenin tekrarını yaşayabiliriz, Allah korusun.

 

Biraz da İnegölspor maçından bahsetmek istiyorum. Ligin en az gol yiyen ekibiyiz ancak hala defansın arkasına atılan uzun toplarda zaafımız var. Çok basit pozisyon verebiliyoruz rakibe. Samed Hakan Kılıç şu dakikadan sonra performansı böyle devam ettiği sürece ilk on bire yazılmalı. Orta sahamız bu kadar kötüyken Samed Hakan Kılıç’ı yedekte oturtma lüksümüz yok. Hatta geçen hafta söylediğimi tekrar ediyorum, Bünyamin’e de şans vermeliyiz. Merak ediyorum, Samet Asatekin’deki ısrarımızın nedeni nedir acaba? İrfan Hoca aynı şansı Onur Eriş’e vermeyi deneyebilir. Onur Eriş belki hızlı bir oyuncu değil ancak tekniğinden faydalanabiliriz.

 

Enes kardeşime sesleniyorum. Ne kadar doğru bilmiyorum; çocukken büyüklerimizin muhabbetlerinde duyardık; Tanju Çolak’ın antrenman sonraları özel çalışma yaptığını söylerlerdi. Severiz sevmeyiz ayrı mesele ancak Tanju Çolak’ın Türk futbolunda bıraktığı izler ortadadır. Hızlı olmak artık modern futbol için yetmiyor. Lütfen İnegölspor maçında kaçırdığın pozisyonun tekrarını izle ve bu sorunu çözmek için biraz gayret et.

 

Gelelim Nurullah’a, sene başından beri tartışmasız çok iyi maçlar çıkartıyor. Allah nazardan saklasın. Ama unutma ki kardeşim, 2. Lig’de mücadele eden ve şampiyonluğa oynayan Samsunspor’un kalecisinin son dakikalarda zaman geçirmesi hiç ama hiç hoş değil. Bu rahatsızlığımı dile getirmek istedim.

 

Biraz da Mehmet Yılmaz hakkında konuşmak istiyorum. Sanırım alt yapıdan çok sayıda futbolcuyu as takıma kazandırdığımız Emin Kar döneminde adını duymaya başlamıştık. Kendisi şu anda Manisa FK takımında oynuyor. Manisa FK ile Pendikspor arasında oynanan maça biraz göz attım. Sağ bekten aldığı topu tek başına hücuma kadar taşıdı ve enfes bir gol attı. Merak ediyorum, acaba Mehmet Yılmaz için biz aynı sabrı gösterir ve defalarca forma şansı verir miydik? Sorunun cevabı ortada değil mi, bakınız elimizde bir tane tam performans sergileyen bir kanat oyuncusu yok ve biz hala alt yapıdan bir ismi kazandırmaya çalışmıyoruz.