Aslında bu ligde öyle şahane bir futbol beklemek komik olur. Bu futbolcuların beceriksizliğinden ya da kalitesizliğinden değil, imkânların yetersizliğinden kaynaklanan bir durum.
Takımların kurguları bir yere kadar etkili oluyor. Elde olmayan bazı sebeplerden dolayı istenmeyen sonuçlarla karşılaşmak fazla denk gelen bir hadise. Örnek verecek olursak; bizim stadyum zeminimiz de dahil, oldukça kötü bir futbol sahnesi var karşımızda. Bu nedenle teknik anlamda futbolcuların ortaya bir şeyler koyması neredeyse imkânsız.
Elbette Premier Lig futbolu bekliyor değiliz ama elinde İlyas Kubilay gibi bazı yeteneklerin varsa, bunları zemin kötülüğü gibi bir nedenle kullanamamak büyük sıkıntı. Ancak şunu da biliyoruz ki, bu ligin kilidi, oyunu kuralına göre oynamakla açılıyor.
Bu da yetenek ve saha dışı sebeplerden çok mücadeleyle alakalı bir durum. Tabii yukarıda zemin problemine değinmiş olmam, takımımızın maalesef bir puan alabildiği BAK Spor maçına bahane üretmek amaçlı değil. Dedim ya, bu ligde bazı handikaplar var. Bunlar zeminlerin kötülüğü de olabilir, tecrübesiz hakemler de, seni oynatmamak için her türlü kurnazlığı yapmaya çalışan rakipler de. Eğer şampiyon olmak istiyorsak bu engelleri aşmak bizim elimizde diye düşünüyorum.
İlk iki hafta aldığımız galibiyetler iyi oyundan ziyade, takımın gösterdiği güzel mücadelenin eseri oldu.
Taraftarların takıma olan ilgi ve güveninin artması ise bu mücadelenin en önemli dönütüydü. İrfan Hoca'nın hırsı, takımın eksik kalmasına rağmen gösterdiği olumlu reaksiyon sene sonundaki nihai hedef için gerçekten güzel sinyaller verdi.
Ancak BAK Spor maçındaki beklenmeyen sonuç ve mücadeleden uzak kalmış bir takım görüntüsü kafalarda bazı soru işaretleri oluşturdu desek yanlış olmaz. Şunu da belirtmek gerekiyor; bizim yaşadığımız bu sıkıntıları en güçlü rakibimiz olarak görünen Manisa FK da yaşayabilir. Bu nedenle hedefe yeniden odaklanıp, eksikleri kapatmaya çalışmak en iyi seçeneğimiz. Taraftarın İrfan Hoca'ya olan güveni çok güçlü. O da bu güveni boşa çıkarmamak için elinden geleni yapacaktır, buna inanıyoruz.
Son olarak, işin teknik boyutuna fazla girmek istemesem de bazı hususları belirtmek istiyorum.
Sahaya dizilişimiz belki çok büyük sorun teşkil etmiyor ama hücum anlamında sadece Kubilay'a bağlı kalarak oynamak durumundan iki sezondur kurtulamıyoruz. Bunun da yegane sebebi hücumcu kanat oyuncularımızın yeterli olmayışı malesef. Guido'nun fazla kiloları sebebiyle ağırlığı, Enes'in bir türlü isteneni verememesi ve Samet Asatekin'in gittikçe düşen performansı kanat bağlamında bizi zayıf düşürüyor.
Takımda komple bir kanat oyuncusu olarak sadece Ramazan görünüyor. Hocanın formsuz Samet yerine Ahmet Han'ı, geldiğinden beri bekleneni veremeyen Atabey yerine ise Bahattin'i oynatması bir şeyleri denediğinin göstergesi zaten. Ben, Tarsus İdman Yurdu maçında Guido'nun yerine Ramazan'ı oynatması gerektiğini düşünenlerdenim. En azından Ramazan'ın çizgiye inip orta kesebilme özelliği bize hücumda fazladan pozisyon imkanı verecektir. Enes'in ise bir hücumcu kanat değil de, sağ bek olarak hem kendine hem de takıma daha fazla katkı vereceğini düşünüyorum.
Orta sahada Samed Hakan, Ferhat ve Gökhan Alsan üçlüsünün herhangi ikisi yine tercih edilebilir. Rotasyon açısından o bölgede çok fazla sorun olacağını düşünmüyorum.
Ayrıca şunu da gördük ki; Aytaç Sulu'nun ağır olması bize savunma anlamında çok fazla sıkıntı teşkil ediyor.
Bu durum hem Yalçın'ı zor durumda bırakıyor, hem de defansın arkasına atılan topların oluşturduğu tehlikelerin artmasına sebep oluyor. Bunda dolayı Aytaç'ı yerine daha hareketli olan Erkam' ın oynaması gerektiğini düşünüyorum. Umarım takım mücadeleci kimliğine geri döner de, bu haftadan itibaren rahat rahat maçlarımızı izleriz. Sonu şampiyonluk olsun..
