Prof. Dr. Ramazan ÖZÇANKAYA

KUDÜS  VİCDANIN ŞAHLANIŞI VE ÖLÜMÜ

Prof. Dr. Ramazan ÖZÇANKAYA




     Vicdanın tanım ve mahiyeti, insan psikolojisiyle ilgili farklı bakış
açılarına göre değişse de ,ona yüklenen psikolojik anlamlar genellikle
benzerdir. Freud`un psikoanalitik kuramı perspektifinde ruhsal aygıt ego
(ben) , id (altbenlik) ve süperego (vicdan,üstbenlik) topografisinde
değerlendirilir. Bu üç kavram farklı fonksiyon kümelerinin adıdır. Bu üç
alanın dengesi normal psikolojiyi , dengenin bozulması da psikiyatrik
hastalığı temsil eder. Dinamik psikolojide  vicdan; Geçmişimiz, kültür , din
ve sosyal çevrenin beklentileriyle oluşan parçamız olarak tanımlanıp genelde
melek şeklinde sembolize edilir. Yani vicdan, güzeli iyiyi ve hak olanı
temsil eder.

    İslam ve müslüman toplulaklar vicdana bu anlamları da içeren daha ileri
şeyler yüklemiştir. İslami literatürde vicdan, ruhun bir kuvvesi olarak iyi
ile kötüyü, güzel ile çirkini , haklı ile haksızı , faziletli olanla
faziletsiz olanı ayırmamızı sağlayan metafizik ölçüler bütünüdür.Ölçüsünü
evrendeki fıtrat denen yaratılış programlarından alır. 

    Bu sebepledir ki bir insan ne kadar kötü insan olursa olsun hak yemek,
saygısız olmak, hakkı değil kuvveti üstün tutmak, çalmak çırpmak, canlıları
incitmek vb ile derin bir azap yaşar. Yine hangi insan olursa olsun iyilik
yapmak, haktan taraf olmak, kibar ve saygılı olmak , tüm canlılara iyi
davranmak vb ona mutluluk ve iç huzuru verir. Bunun sebebi tüm insanlığın
ortak değeri olan evrensel ahlaki kurallara metafizik bir onaydır. İslam
literatüründe evrensel ahlaka fıtrat denir.

     Yüzyılımızın son çeyreğinde  vukua gelen sosyal olaylar , dünyanın yeni
bir evreye girdiğinin göstergesidir. Yüzyılın ilk ve orta çeyreğinde
insanlar maddi ihtiyaçlarını karşılamak için teknolojiyi ve endüstriyi
geliştirdiler. Teknoloji ne kadar gelişmiş ise insanlık sosyal ve ahlaki
olarak o kadar kaybetti. Bu insan otantizmden uzak sıradan ve mutsuz
idi.Yine bu yüzyılda iki kutuplu dünya yerini tek kutuplu dünyaya o da
yerini çok kutuplu bir dünyaya bıraktı. Bu değişim emperyal devletlerin
diğer uluslar üzerindeki oyun ve algı yönetimlerini açık seçik hale getirdi.
Artık herşey insanların gözleri önünde cereyan etmekte, algı yönetimleriyle
insanları uyutmak mümkün olamamakta.

    Kudüs olayı bu çerçeve içinde okunması gereken olaylar zincirinden
ibarettir. ABD son zamanlarda temel amacı olan büyük İsrail Devletinin
kurulması ve korunması  için açık tecavüzler içine girmiştir. Kudüs`ün
İsrail `in başkenti ilan edilmesi bu olaylar zincirinin son ve müslümanlar
açısından katlanılması imkansız bir hak gasbıdır. Toprakları gasbedilmiş
canları ve mukaddesatları ayaklar altına alınmış Filistin halkı yok
sayılmıştır. Bunun karşısında Türkiye Cumhurbaşkanıyla iktidarı ve
muhalefeti kendine düşen civanmertliği göstermiş `Kudüs Filistin `in
başkentidir. Mazlum Filistin halkı yalnız değildir` diye kıyam etmiştir. Bu
duruş tam bir vicdan şahlanışı ve takdir edilmesi gereken bir tavırdır. ABD
ve İsrail bloğu için ise vicdanın sükutu ve bu nedenle de sosyal bir psikoz
halidir. 

    Kudüs meselesi vicdanın tüm psikolojiyi etkisi altına alışıdır ki;
Cumhurbaşkanımızın bu kıyamı manevi bir ateş gibi dalga dalga etkisi altına
alacak, hakkı batılın karşısında muzaffer edecektir. Vicdanın huzur veren bu
ateşini ondört yaşındaki Filistinli Fevzi El-Junidi`nin yüzünde görürsünüz.
Hatta bir psikiyatrist olarak kaygı ve endişeli herkese tavsiye ediyorum. O
fotoğrafa bir dakika bakın. İçinizi huzur kaplayacaktır. Onu siz bir
evliyanın nazarı gibi kabul edin.  O bakışta kendinizi kaybedin.O bakış size
Filistin`in büyük ağabeyi Türk Milletine istikbalin maziniz gibi olacağını
gösteriyor. Fevzi`yi tutuklayan ellerinde en gelişmiş silahları olan o
yirmiiki İsrail itine bakın. Vicdanın iflasını insan yaratılışındaki
metafiziğe muhalefet sebebiyle korku ve endişenin insanı nasıl rezil ve
pespaye ettiğini görün. İşte alay-ı illiyin , işte esfel-i safilin.

    Vicdan kötüde de hükmünü devam ettiren perdelende de daima varlığını
hissettiren psikolojik bir güçtür dedik. Bu güç haksızın ve mağrurun devamlı
içini kemirir ve bir gün onu alaşağı eder. Yani İsrail bloğunun vicdanları
da bizimle beraberdir. Haksız daima güçsüzdür.Bakmasını bilmeyenler için
bazen güçlü görünür. Önümüzdeki  yüzyıl vicdanın iktidarının yüzyılı
olacaktır. Kudüs Filistin`in başkenti, müslümanların manevi başkentlerinden
biridir ve ilalebet öyle kalacaktır. 

 
Prof Dr. Ramazan Özçankaya