Samsun Son Haber

Yargılamalar ve yaşam süresi!

Samsun Son Haber

Boşanma davalarının uzun sürmesi ülkemizde yalnızca boşanma davalarına mahsus bir durum değildir.Özellikle büyük şehirlerde duruşmalar arası en az 2-3 ay gibi bir süre verilmektedir.
Dosya açıldıktan sonra kararın çıkabilmesi için; Taraf teşkilinin (davaya katılımın) sağlanması,delillerin toplanması,tarafların karşılıklı cevap sürelerinin beklenmesi,tanıkların dinlenmesi,raporların sunulması vb. bir çok aşamanın gerçekleşmesi gerekmektedir.Bu sürecin tamamlanması çoğu zaman 2-3 yılı bulmaktadır.Evet her dava dosyası kendine özel,dosyanın ve mahkemenin iş yoğunluğu ve hakimlerin değerlendirme süreci birbirinden farklıdır.
Dava sonucundan ve alınan kararlardan memnun olmayanların ve çeşitli nedenlerden ötürü,dava sonucuna itiraz ve Yargıtay aşamasıyla birlikte bu süre artarak katlanmaktadır.
Şöyle bir düşünelim;Boşanma davası için başvurulan yerel mahkeme ve karar verme süresi,Karar'a itirazla bölge adliye mahkemesi başvurusu ve karar verme süresi,karar'a itirazla yargıtay başvurusu ve karar verme süresi ve karar'a itirazla ve bireysel başvuruyla Anayasa mahkemesine başvuru ve karar verme süresiyle biten iç hukuk yollarından sonra karardan memnun kalınmaması halinde Avrupa insan hakları mahkemesine başvuru ve karar verme süresi...
Demem o ki ülkemizde yaşam süresinin ortalama 70 yıl olduğunu düşündüğümüzde 10-20 yılı bulan yargılamaların hangi sebepler bu kadar uzun sürdüğü bir yana,insan yaşamı hakkına yapılan bir haksızlık olduğunu düşünmekteyim.
Boşanma davalarındaki çekişmelerin sebebine baktığımızda en başta çocukların velayet konusu gelmektedir. Boşanma davasıyla birlikte görülen velayet davası derhal birbirinden ayrılmalı,dava süresince geçici velayeti elinde bulunduran tarafın diğer tarafa karşı egosunu,kinini çocuğu bir silah gibi kullanmasının önüne geçilmelidir.Uzun yargılamalar özellikle çocukların aleyhine işlemekte,psikolojilerinin bozulmasına zemin hazırlamakta ve diğer ebeveynden kopartılmaktadır.Çocuklarda ebeveyne yabancılaşma sendromu ortaya çıkmakta bununla birlikte çocuklar korunmasız hale gelmektedir.Geleceğimiz olan çocuklarımızı korumalı ve onların üstün yararı gözetilerek onları mağdur edecek her türlü girişimden ve yanlış uygulamalardan derhal uzaklaşmalıyız.Bu anlamda Barolarda bulunan çocuk hakları komisyonlarına da çok büyük sorumluluk düşmektedir.Çocuklarımızı her türlü olumsuzluktan korumalıyız.İyi haftalar diliyorum...
Özgür Demircan
Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği Samsun Temsilcisi