Mustafa BİLİK

Kitap fuarı beni üzdü

Mustafa BİLİK

Samsun TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde 5. Karadeniz Kitap Fuarı 9 gün açık kaldı. Binlerce ziyaretçinin akınına uğradı. Ama çok üzüldüğüm manzaralar benim için kitap fuarının önüne geçti.
Kitap fuarına iki defa gitme şansı yakaladım. Gördüm ki son güne kadar fuara olan ilgi hiç azalmamıştı. Okuma oranı düşük bir ülke için sevindirici olarak bulduğum bu manzaraya daha dikkatli baktığımda duygularım hızla üzülme noktasına doğru döndü.
Çocukların anne babalarının ellerinden tutup stantlara doğru çekiştirerek götürmeleri ve o heyecanları tarif edilemez diye düşündüm. Bu manzarayı izlemeye devam ettiğimde çoğu çocuğun ebeveynlerini çizgi film veya karikatürden evrimle kitapların olduğu stantlara götürdüğünü fark ettim. Diğerleri de test yada okul kitaplarının olduğu bölümlere doğru gidiyordu.
Öykü, roman, hikaye meraklısı çocuklara ne oldu?
Türk halkı olarak kağıt ürünlerine gelen üst düzey zamları sadece tuvalet kağıdında hissetmeyeceğimizi bilerek stantlara yaklaştım. Kitapların bir nebze pahalı olacağını biliyordum. Fuardan beklentim de sadece piyasanın bir miktar altında bir bedelle kitap alabilmekti. Ama burada da bir şok yaşadım. Kitabın kendi yayınevi fuardaki standında o kitabı piyasanın üzerinde bir fiyatta satıyordu. Adeta şok oldum. Yani fuara gelmişsiniz. İnsanlarla yayınevinizin kitaplarını buluşturuyorsunuz. Ama fiyatlarınız piyasanın üzerinde. Hem de öyle böyle değil. Mesela A yazarının x kitabı büyük kitap mağazalarında yada internette 20 TL. Yayınevinin standında bana söylenen fiyat 35 TL üsteli bu rakamın yüzde 30 tenzilatlı fiyat olduğu iddiasıyla.
Stant görevlisine durumu anlatmaya çalıştım. Bana verilen cevap şu: “Biz fuar için başta stant parası olmak üzere çok ciddi maliyetlere katlanıp burada yer aldık. Bu fuarın bize maliyeti çok yüksek. Maalesef bu durum kitaplarımıza da yansıdı” şeklinde oldu.
Stant görevlisinin bahsettiği rakamları duyunca hak verdim ama önceliğim her tüketici gibi kendi bütçem oldu.
Kimse kusura bakmasın elbette internetten sipariş vermek daha cazipti üstelik taksitli. Yani öğrencileri düşünelim. Toplumumuz kitap okumuyor diyoruz. Asgari ücretlileri düşünelim. Yılda bir defa da olsun halkımızı ucuz kitapla buluşturalım.
Onca yayımlanmış eserin sahibi yazarın, şairin bulunduğu bir kent Samsun. Akın Üner Bey dışında fuarda bu şekilde yer alan kimseyi göremedim. Bir de Rotasız Seyyah Mehmet Genç vardı.
Siyasi mitinglerde bedava olabilen toplu ulaşım araçları kitap fuarının olduğu haftasonu günlerinde bedava oluversin. Ücretsiz servisler var elbet. Ama toplu ulaşımın da fuara özel, ücretsiz olması Samsun için büyük bir fark oluşturmaz mı? Amaç, Samsun’un kent olarak kültür ve sanat faaliyetlerine nasıl yaklaştığının gösterilmesi.
Bu kadar kitap fuarından bahsettikten sonra bir kitaptan da bahsedeverelim.
Tamamen İnönü’nün kendi anlatımlarının banda kaydedilmesi ve bunların cümle cümle çözümlenmesi ile Sabahattin Selek tarafından kaleme alınarak ortaya çıkan İsmet İnönü Hatıralar kitabı. Bilgi Yayınevi kitabı şu sözlerle tanıtıyor: “En Yakın Dostundan Bile Bedava Yardım Gelmez, Bunu Bilmeyen Adam Devlet Sorumluluğu Taşıyamaz”

İsmet İnönü, hem Kurtuluş Savaşı yıllarında hem de sonrasında her zaman mali konularla ilgiliydi. Bu ilgisinin ana nedeni Lozan Konferansı’ndaki bir anısıydı. Lozan’daki birinci toplantıda İngiltere heyetinin başındaki İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon ile görüşmesinde Curzon, İsmet İnönü’ye:

“Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi makul olduğuna, haklı olduğumuza bakmaksızın kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? İhtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz.”

İsmet İnönü, Lord Curzon’a “Şimdi meseleleri halledelim, para istemek için gelirsem o zaman gösterirsiniz.” der ama bu sözleri de unutmaz. Hatıralarını yazarken Lozan Konferansı’nın üstünden kırk beş yıl geçmesine karşın Curzon’un sözlerini hiçbir zaman unutmadığını söyler. Ne zaman borçlanmayla ilgili bir tartışma olsa İsmet Paşa’nın aklına bu tehdit gelir. Bu nedenle, Cumhuriyet döneminde en büyük yatırımlar yapılırken bile zorunlu olmadıkça borçlanma yoluna gitmek tercih edilmez.

Cumhuriyet kadroları demiryollarını, maden işletmelerini, şeker fabrikalarını kurarken ülkenin sınırlı kaynaklarıyla yetinirler. İsmet Paşa, ekonomik sorunların belirlenip çözülmesinde büyük çaba harcasalar da zaman zaman yanıldıklarını itiraf eder:

“İlk seneler, vakit vakit, gerek para değerinde uğradığımız dalgalanmalardan, gerek ticaret muvazenesinde çektiğimiz güçlüklerden, iktisadi sebep aramaktan ziyade siyasi sebep aramaya meylimiz vardı. Zannederdik ki paramızın değerini mahsus düşürüyorlar. Zannederdik ki, ticaret muvazenesini bozmak ve dengeyi sağlamamak için memleket aleyhine kurulmuş tertipler ve siyasi anlaşmalar vardır. Onları işletmektedirler.”

İsmet Paşa ve arkadaşları kabahati başkalarına atmanın yersizliğini kısa sürede anlar. Elbette yabancılar kendilerini düşünecek ve daha fazla kâr elde etmek için sizin ülkenizi zarara uğratabileceklerdir. Ancak sizin ülkenizin yöneticileri de bu bilinçle bağımsızlığını korumak için ekonomik olarak dışa bağımlı olmayacak, dış krediler kullanarak gereksiz yere borçlanmayacaktır:

“Bilmek lazımdır ki, ihtiyaç zamanı gelen yardım, en yakın dostundan geldiği zaman bile bedava gelmez. Hal ve ati için birtakım kayıtları da beraber taşır. Bunu bilmeyen adam bizde devlet mesuliyeti taşıyamaz.”

İsmet İnönü’nün Hatıralar kitabı, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarına ilişkin çok önemli bilgiler içeriyor. Hatıralar, savaşların yanında mali meseleler, dış ilişkiler, eğitim, sanat gibi pek çok konuya da değiniyor. Kendisini ülkesine adamış müthiş bir asker, doğru bildiğini söylemekten korkmayan usta bir siyasetçi ve kendi deyimiyle amatör bir diplomat. Son derece akıcı bir üslupla yazılmış, anekdotlarla dolu, Milli Mücadele’ye ilgi duyan herkesin okuması gereken bir kitap İsmet İnönü’nün Hatıralar’ı.